Ustaların Ahval-i (15)

Çeyizlerin vazgeçilmezi yorgan ustası: Nuri Hacıahmetoğlu

Çeyizlerin vazgeçilmezi yorgan ustası: Nuri Hacıahmetoğlu

Geçmiş yıllarda çeyizlerin ve soğuk kış gecelerinin olmazsa olmazı sayılan ama şimdilerde sadece babaanne ve anneannelerden hatıra olarak kıyıda köşede bekletilen, eskiden alındığı için çeyize mecburen koyulan el emeği göz nuru yorganları, ilimizde 45 senedir yorgan diken usta Nuri Hacıahmetoğlu ile konuştuk. Nuri Usta, 45 yıldır Trakya’daki gelin çeyizlerine yorgan diktiğini dile getirirken, şimdilerde aynı önemi görmeyen yorganların yerini fabrikasyon ürünü elastik yorganların almasına karşı duyduğu hüznü dile getirdi. Trabzon’dan 1968 yılında geldiği Edirne’de 14 yaşındayken çıraklığa başlayan usta, günümüzde hala lale buketli el emeği yorganlarını dikmeye devam ediyor.

Kendinizi tanıtır mısınız?

“1954 yılında Trabzon’da doğdum. Trabzonluyum ama mesleğe Trakya’da 1968 yılında yani 14 yaşımdayken başladım. Trakya’da 3 sene çıraklık yaptıktan sonra mesleği öğrenmiş oldum. O günlerden bugüne kadar Trakya’da kaldık, burada hizmet verdik hala da vereye çalışıyoruz. 45 seneden beri bu mesleği yapıyorum. Yani Trabzon’dan 14 yaşındayken gurbete çıktık ve o gün bugündür buradayız bu işi yapıyorum.”

Eskiyle günümüzü kıyaslayacak olursak, iş yoğunluğu nasıldı şimdi nasıl?

“ Eskiyle günümüzdeki satışları karşılaştıramayız bile. O kadar bitti yorgancılık mesleği. Çünkü talep azaldı. Eskiden herkese hizmet veriyorduk ama şimdi 50 yaş üstündekilere hizmet verebiliyoruz. Şimdiki gençler pek yorgan istemiyor, hazırları tercih ediyorlar. Ama yine de biz yün ve pamuktan çalıştığımız için eskiler yün, pamuk yorgan talebinde bulunuyorlar ve bizim ürettiklerimiz daha sağlıklı. Hazır olanlar sentetik malzemelerden yapılıyor. Hazır yorgan alanlar pek memnun kalmıyor zamanla pişman oluyorlar veya ömürleri erken bitiyor erken atıyorlar kenara hazır yorganları.”

“Biz yüzde yüz pamuk nevresim ve astarlardan yapıyoruz yorganı. İçine de pamuk veya yün koyup dikiyoruz.”

Ustanız kimdi?

“Benim ustam da Trabzonlu bir ustaydı. Uzunköprü, Keşan, İstanbul- Küçükçekmece, Havsa ve en son Edirne-Merkez’deyiz. Ustamla zaman zaman gezdik.”

Bu meslekte unutamadığınız bir anı var mı?

“Edirne’de Atatürk’ün, Belediye binasında bulunan odasındaki yorganı ilk diken bendim. Yorgan eskiyince 1994-1995 senelerinde ilk restore eden usta ben oldum. O yorganın astarı ipekten içi pamuktan dikilmişti. Onu onarmak benim için gurur verici bir şey olmuştu. Atatürk, bizim Atamız. Diğer bir anım da NATO’dan bir müşteri geldi. NATO amblemli yorgan dikmiştim ama neden böyle bir şey istemişti bilmem.”

4 1 | Edirne Ahval GazetesiÇocuklarınız da bu işi yapıyor mu?

“Çocuklarımı bu meslekte yetiştirmedim çünkü mesleğin geleceği olmadığını düşündüm.

Çırak yetiştirdiniz mi?

“Çırak yetiştirdim. 1987 senesinden itibaren 15 tane çırak yetiştirdim. Onlar da mesleklerini bırakıp başka iş kollarına başladılar. Çünkü yorgancılık bitti.”

Yorgan eskiden daha çok tercih ediliyormuş. Nasıldı eskiden talepler?

“Sipariş üzerine çalışıyorduk. Eskiden çok yoğunduk. Bir aileden 1 kişi geldiği zaman 7-10 tane yorgan yaptırıyorlardı. Şimdi üç ayda bir sipariş gelirse geliyor. Bu yüzden şuanda nevresim takımları, alez, kırlent gibi şeyler dikerek kurtarmaya çalışıyoruz.”

Çeyizinde yorgan olmayan gelini ayıplıyorlarmış. Doğru mu?

“Onlar eskidendi artık yok. Demode görünüyor artık. 50 yaş üstü torunlarına bırakmak için torun istemese bile hatıra kalsın diye yaptırıyor. Çünkü eski insanlarımız yorgansız çeyiz olmaz mantığıyla bakıyorlardı. Çeyiz yorganları genelde ipek olur.”

“Sırf görüntü olsun diye artık çeyiz yorganları bile makineyle daha hesaplı yapılıyor kullanılmak üzere değil, görüntü olsun diye yaptırdıkları için. Hâlbuki eskiden öyle değildi.”

Malzemeleri Trakya Bölgesi’nden mi alıyordunuz?

“Malzemeleri İstanbul’daki toplantıcılardan alıyorduk.”

Yorgan dikerken en çok neye dikkat edilmeli?

“Yorganı dikerken hazırlaması ve çizimi önemlidir. Simetrik olması gerekir. Yorgana nerden bakarsan bak hata kabul etmez, göstermez modeli. Pergelle çiziyorduk, bir yerde matematik gerektiren iştir. Yorganı çiziyoruz, kalıbını çıkartıyoruz ondan sonra dizüstüne alıp öyle dikiyoruz. Ustası olmayanlar yorganı dikmek için kendini harap eder ama biz detaylarını bildiğimiz için daha pratik ve sağlıklı dikim yapabiliyoruz tabi ki. Model kataloğunda model beğeniyorlar. Biz de o beğendikleri modellerin kalıplarını çizer öyle yorganı dikerdik.”

2 1.%5B4%5D | Edirne Ahval GazetesiEskiden Edirne’de çok yorgancı var mıydı?

“3-4 tane vardı. 2 kişi kaldık.”

Bir yorganı kaç günde bitiyorsunuz?

“1 kişi bir yorganı 3 günde bitiriyorduk.”

Katalogdaki modellerde ilimizde en çok hangisi tercih ediliyordu?

“Sarmaşık gül, kurdele, tavus kuşu, buket lale modellerimiz var. Edirne’de en çok buket lale modelinden çizdirirlerdi.”

3 1.%5B3%5D | Edirne Ahval GazetesiYorgancılığın tarihini hiç araştırdınız mı? Karadeniz’den mi çıkmış yorgancılık mesleği?

“Tabii membağı Karadeniz. Anadolu’da da var ama oralarda daha kaba dikişler görürüz ve yamayla yaparlar.”

Pandemi döneminde işleriniz nasıl?

“Zaten az olan işleri iyice kötü anlamda etkiledi tabi. İşlerimiz iyice durdu. Kötü durumda dediğim gibi nevresim takımı, kırlent, alez gibi ürünler dikerek geçimimizi sağlıyoruz.” Röportaj-Foto: Damla GÖÇ

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu