Ragbi günlükleri 159

Zagreb’ten Krakov’a, Krakov’dan Budapeşte’ye… 7’li Ragbi Kadın Milli Takımımızın, 2023 yazındaki son durağı Budapeşte oldu. Avrupa Trophy Serisi’nin ikinci ayağında, Championship(Şampiyona) seviyesine yükselebilmek içindi mücadele. İlk ayakta yakalanan havayı ikinci ayakta da oluşturup, Avrupa 7’li ragbisinin en üst seviyesinde yer almak istiyorduk. Teknik direktörlüğünü Cherokee Slyvain Ngue’nin yaptığı takımımız, şu isimlerle turnuvadaydı: Ayça Akçınar, Gamze Aksoy, Gülnur Sak, Fatmanur Diril, Berivan Okat, Nazlıcan Erdoğan, Melike Şahan Köse, Gülşah Çakmak, Zeynep Aydın, Vahide Kahraman, Hülya Taşçı, Sedanur Bolat, Nermin Cem.

                12 ülkenin yer aldığı 2023 Yılı Trophy Serisi’nde Türkiye, B Grubu’nda Norveç, İsrail ve Letonya ile eşleşmişti. İlk ayağı domine eden Ukrayna,  A Grubu’nda Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan ile birlikte yer alırken; C Grubu da Finlandiya, Gürcistan, Danimarka ve Moldova’dan oluşuyordu.

                7 Temmuz Cuma günü başlayan programda, saat 12.36’da Norveç karşısında sahadaydık. Avrupa Oyunları’nı kapattığımız Norveç’le, Trophy Serisi’nin ikinci ayağının açılışını yapıyorduk. Oyunun ilk dakikalarında karşılıklı denemeler gördük. İki takımda, kazandığı penaltılarla oyununu ilerletmeye çalıştı. Açılış sayısı Türkiye’den geliyor, Norveç’in top kaybı cezalandırılıyordu: 7-0. İlk yarının sonlarında kazanılan penaltı sonrasında, bir açık alan organizasyonu gerçekleştiren takımımız, skoru 12-0 yaptı. Ancak durmaya niyeti olmayan Türkiye, bir sayı daha bularak devreye 17-0 girdi. İkinci yarıya da hızlı bir başlangıç yapan takımımız, ilk dakika içerisinde kazandığı scrumdan sayı üretiyor ve skoru iyice açıyordu:24-0. Bu dakikalarda, oyuncu değişiklikleriyle sahadaki yüzleri yenilediğini gördük koçumuzun. İkinci yarının ortalarına kadar sahadaki varlığını unuttuğumuz Norveç, oyuna ortak olmaya başladı ve ilk ciddi denemelerini gerçekleştirdi. Rakibimizin kazandığı penaltı sonrası oyuncumuzun topu fırlatmasını, ”oyunu geciktirmek” olarak değerlendiren hakem, sarı kartına başvuruyor ve sahada Türkiye’yi altı kişi bırakıyordu. Skorun Norveç lehine değişmesinden sonra erken bir cevap geldi takımımızdan. Berivan’ın bireysel becerisiyle yarattığı sayıyla, maçın tamamlanacağını düşünürken; rakip 22 metresi içerisinde kaybedilen top, final skorunu tayin etti:29-12. Kanattaki oyuncumuz Fatmanur, Gülşah’ın kontrolündeki hücumcuya yaklaşınca, kendi eşleştiği oyuncu boş kaldı ve sayıya koştu. Toparlarsam, ikinci yarının ortasına kadar tek taraflı bir maç oynandı. Tehdit oluşturamayan rakibimiz karşısında, basit oynayarak, oyunun doğrularını yaparak farkı açtık. İlk yarıda yediğimiz yüksek müdahale(high tackle) kaynaklı iki penaltı ve oyuncu değişiklikleri sonrası yaşanan oyundan düşüş, maçın bizim adımıza iki olumsuzluğuydu. Güne, rahat kazanarak başlamanın keyfini yaşadık. 

                Gruptaki ikinci maçımız, saat 15.35’te başladı ve rakip, İsrail’di. Başlama vuruşuyla birlikte rakibi üzerinde baskısını kuran takımımız, oyunun iki yönünde de yaptığı doğru hamlelerle, ilk yarıyı 17-0 önde kapattı. İlk yedi dakikada, Sedanur en çok öne çıkan oyuncumuz olurken, Ayça ise henüz kendini bulamamıştı. İkinci devre öncesinde, iki değişiklik vardı Türkiye tarafında. Zeynep ve Vahide oyuna girerken, Ayça ve Sedanur kenara gelmişti. Vahide’nin merkeze geçmesiyle Berivan’ı kanatta izledik ikinci devre. Gamze’nin yokluğunda, böyle bir alternatif yaratmıştı Koçumuz. İkinci devrenin başlangıç vuruşunu karşılayan takımımız, top paylaşımıyla rakip savunmada alan yaratıyor ve Berivan, bu alanı kullanıp, sayıya koşuyordu:24-0. Bu sayıdan sonra Gülşah, Melike ve Fatmanur’un da oyuna dáhil olduğunu gördük. Maçın kalan bölümlerinde vites düşüren ve daha çok savunma aksiyonları gösteren takımımız, İsrail denemelerini savunurken, ofsaytta kalmadan kaynaklı cezalar yedi. Maçın sonunda, Melike’nin başarılı savunma kırışına destek koşusu getiren Fatmanur, aldığı pasla skoru belirleyen sayıyı yaptı:29-0. Skoru erken bularak rahat bir maç çıkartan Türkiye, rakibin düşük tehditli hücumları karşısında zorlanmıyor ve yoluna 2’de 2 ile devam ediyordu. 

                İlk günün kapanışını, Letonya karşısında yaptı milli takımımız. Rakibimizin başlangıç vuruşuyla hareketlenen oyunda, ilk topu yakalayıp, kötü tercih edilmiş bir koşu yaptık ve devamında topu kaybettik. Neyse ki rakibin scrumını kazanıp, ilk topla oynayışımızı sayıyla sonuçlandırdık:5-0. Başlangıç vuruşlarından itibaren Letonya’ya baskı kuran takımımız, kısa sürede topu kazanıp, farkı açacak sayılara ulaşmayı başardı. İlk yarının bitiş düdüğü çaldığında skor, 22-0’ı gösteriyordu. İkinci yarının ilk dakikasında yediği sayının dışında, rakibini sahasına hapseden Türkiye, ikinci yarıda bir sayı daha buluyor ve maçı, 27-5 kazanıyordu. Rakiplerine hükmeden, iyi savunma yapıp, bu savunma sayesinde kazandığı topları sayıya dönüştüren, topun kıymetini bilerek paylaşan, bitiricilerinden de katkısını alan takımımız, günü üç rahat galibiyet ile kapattı ve çeyrek finale yükseldi.

                Klasman karşılaşmalarının oynanacağı ikinci güne, Macaristan karşısında başladık. Ev sahibi ülkenin başlama vuruşuyla hareketlenen karşılaşmada ilk üç dakika, karşılıklı penaltılar ve el becerisi(handling) hatalarıyla geçti. Topun sürekli el değiştirdiği bu anlarda, ilk sayılar, milli takımımızdan geliyordu. Scrum silahımız kör kanat koşusundan burada da faydalanıp sayıyı bulduk. İyi savunmasına devam eden Türkiye, topu kazandıktan sonra oyunu canlı tutarak, kanattan kanada denemeler gerçekleştirdi. Hülya, hand off ile rakibinden kurtulup bir sayı daha hanemize yazdırıyordu:14-0. İlk yarının sonunda bulduğumuz sayı ile devreye 19-0 önde gittik. Maçın ikinci yarısında çok sayıda scrum izledik. Bunda hem artan el becerisi(handlig) hatalarının hem de kazanılan avantajlarda scrum tercih edilmesinin payı büyüktü. Scrum çıkışlarında üretkenlik düşünce, skor tabelası maçın sonlarına kadar aynı kaldı. Yaşanan karambolde topu kazanan Berivan, sayıyı yapıyor ve maçı noktalıyordu. Skoru bulduğumuz rahat bir maçla başladık ikinci güne. Savunma kaynaklı sayılarına bu maçta da devam eden Türkiye, scrumlarda kullandığı kör kanat koşularından iki kez sayı bulmayı başardı. İki ayaktır, rakiplerimiz bu tercihimize nasıl çözüm getiremediler anlayabilmiş değilim. Rakibin tehdit etmesine izin vermeden yarı finale gidiyorduk.

                Saat 17.51’deki yarı final maçımızda, Finlandiya karşısındaydık. Rakibimizin vuruşuyla başladı karşılaşma. Avrupa Oyunları’nda yaşadığı sakatlık sebebiyle, bu maça kadar sahada görmediğimiz Gamze,  topu karşılıyor ve ilk hat kırışımızı gerçekleştiriyordu. Denemelerimizin sonuçlanması için dördüncü dakikaya kadar beklesek de Berivan’ın sayısıyla yarı finalde öne geçtik:5-0. Finlandiya, bol bol makas(switch) yaparak savunmamızda boşluk yaratmaya çalışıyordu. Savunmada kazandığımız topu, Berivan ile sayıya dönüştürerek, devreye 10-0 önde gittik. İkinci yarıdaki ilk hücuma sahip olan Finlandiya, yine makas hareketine başvuruyor ve bu kez başarılı oluyordu:10-7. Denemelerini sürdüren Türkiye, topu paylaşarak, güvenli ruck kurup yeniden organize olarak rakip savunmada boşluğu arıyor ve sayıya ulaşıyordu. Maçın bitiş düdüğü çaldığında skor, 17-7’ydi. Hücumda makas dışında bir planı olmayan Finlandiya, birkaç denemesi dışında başarılı olsa da bu başarılı savunma kırışlarından sadece birini sayıya dönüştürebildi. Türkiye savunmasının daha fazlasına izin vermediği gördük. Maç boyunca iyi bir savunma yaptı diyebiliriz takımımıza. Hücumda olumlu aksiyonlar izlerken, destek koşuları, başarılı top paylaşımı ve güvenli rucklar gördük. Bazı anlarda topu canlı tutmak yerine ruck kurup, destek koşularının yetişmesi için zaman kazanabilirdik. Son not olarak, Ayça’nın yay koşularını çok yanlış anladığını, oyun bilgisini geliştirmesi gerektiğini düşünüyorum. Finale kalmanın sevinci, önümüzdeki yıl Championship seviyesine yükselmenin garantilenmesiyle de katmerlendi.

                Cumartesi akşamı 22.30’da, ekranlarımızın başında heyecanla bekliyorduk. Maç önü seremonisinin ardından, Ukrayna’nın vuruşla hareketlendi karşılaşma. İlk denememiz sırasında topu kaybedince, Ukrayna scrum kazandı. Devamında, savunmaya yerleşmekte geç kalınca, ikinci dakika içerisinde Ukrayna öne geçti:0-7. İlk dört dakika boyunca yapılan handling hataları ve atılan hedefi bulmayan paslar, denemelerimizi olgunlaştırmamızı engelledi. Aradığımız sayıyı, altıncı dakika içerisinde Seda ile buluyorduk:7-7. Türkiye’nin vuruşuyla başlayan ikinci devrede, sayıyı arayan iki takım da uzun süre eşitliği bozamadı. Maçın son dakikasında, ruck başı yerleşim zaafiyetimizi gören rakibimiz, sayıya koştu ve maçı 7-14 kazanarak Avrupa Trophy Serisi’nde şampiyon oldu. İki tarafa da gidebilecek ritimdeki maçı, son dakikada yaptığımız hata ile kaybettik. Maç boyunca, bizim gibi Ukrayna’nın da el becerisi hatalarının olması, çok sayıda scrum izlememize neden oldu. Scrumlarda topu koridora atamamak kaynaklı iki defa serbest vuruş(free kick) ile cezalandırıldık ve elimizdeki topu kaybettik. Avrupa Oyunları’nda yaşadığı sakatlık sebebiyle bu turnuvada pek izleyemediğimiz Gamze, finalin ikinci yarısında oyuna dahil oldu. Ancak alıştığımız, beklediğimiz katkıyı kendisinden alamadık. Hücumda, top kaybına varan denemelerde bulunurken; savunmada ise, savunma çizgisindeki yerini boşaltıp, rakibinin peşinde koştuğu anlara şahit olduk.

                Bir hafta arayla, gece ve gündüz kadar farklı iki oyun ortaya koyan Türkiye, Avrupa Trophy Serisi’nin ikinci ayağını da başarılı bir şekilde tamamlayarak, Avrupa 7’li ragbisinin en üst seviyesi olan Championship’e yükselmeyi başardı. Başarımızın temel sebebini, savunmada gösterdiğimiz gayrete bağlıyorum. İyi savunmamız neticesinde kazandığımız topları sayıya çevirip, maçlarımızda hızlıca skor farkını açmayı başardık. Finale gelene kadar oynadığımız karşılaşmaları, rakiplerimizin tehdit etmesine izin vermeden tamamladık. Takımımızın önemli bitiricilerinden Gamze’nin eksikliğini Berivan’la kapattık. Berivan, sorumluluğunu en iyi şekilde yerine getirip, takımımıza maksimum katkıyı verdi. Sedanur yine bildiğimiz gibiydi. Bu turnuvadaki ekstra katkıyı Vahide’den aldığımızı düşünüyorum. Oyunun iki yönünde de gayet başarılıydı. Çok başarılı başlangıç vuruşları kullandı. O’nun merkezdeki katkısıyla, Berivan’ı kanada kaydırdığımız hamlemizi rahatça uygulayabildik.

                Gelecek yıl, Avrupa’nın en iyi 12 7’li ragbi kadın takımından biri olarak Championship seviyesinde mücadele edeceğiz. İşimizin kolay olmayacağını, Avrupa Oyunları deneyimimizle anladık. Bu seviyelerde kalmayı başarabilirsek ve ulusal ligimizi de bu seviyelerde kalmamıza yardımcı olacak şekilde organize edebilirsek, Türk kadın ragbisi hem daha hızlı hem daha nitelikli gelişecektir. Ayrıca, tavanına yaklaştığını düşündüğüm mevcut kadronun, daha elit atletlerle desteklenmesi gerekiyor. Bunun yolu da bu seviyelerde kalıp, Türk kadın ragbisini cazibe haline getirmektir.

                Avrupa 7’li ragbisinin en üst seviyesine yükselerek bizleri gururlandıran sporcularımıza ve arka planda emeği geçen herkese teşekkürler. Türk ragbi tarihindeki yerlerini aldılar. Şimdi, daha çok çalışma zamanı…

NOT: Fotoğraflar, Rugby Europe Facebook sayfasından alınmıştır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu