Her havzın dıbaynı

* Almancı akrabası veya komşusu olmayanlar ancak sokaktaki çocuklardan duyardı bu cümleyi; her havzın dıbaynı. Almanca bildiğini bu kelimelerle ispatlamaya çalışırdı komşunun çocuğu. Biraz futbol takip edenler Şumayer, Rumenigge falan eklerdi yanına.

* Almanya’ya gitmek için köyden Edirne’ye gelen bir yakınımız sormuştu ertesi sabah evden ayrılırke “Dönüşte ne getireyim sana Alamanya’dan? Pilli tren istemiştim. Hoş bizim tanıdığın Alamanya işi olmadığı için benim pilli trenin sonu da her havzın dıbaynı olmuştu.

* Komşulardan ak sakallı ve şalvarlı Hacı Dede’nin Alamanya’dan kızı gelmişti yazlık izine. Vosvos minibüsün kaydırılarak açılan arka kapısına mı şaşırsam? Minibüs içindeki rengarenk upuzun çikolata paketlerine mi yoksa o zamanlar Türkiye’de sadece şişeden içilebilen gazozların teneke kutuda  üretildiğine mi? Bilemedim. O günlerde olmuştu ilk kez kulağımdaki o çınlama. Biri bana her havzın dıbaynı demişti de kafamı çevirip baktığımda ortalıkta kimse yoktu.

* Birkaç yıl sonra başka bir mahallede başka bir komşu annenin Alamanya’dan gelen yaramaz torunu, bize Almanca bir şeyler demişti öfkeyle. Yanımdaki alt kat komşumuzun kızı bana dönüp “Sen Almanca biliyordun, ne dedi?” Her havzın dıbaynı dedi gibi geldi de… tam şey edemedim. Sonra bizde ona Türkçe küfür öğrettik.

* Bazı sakızlardan çıkan araba fotoğraflarını biriktiriyorduk. Bir gün o sakız kağıtlarından birinde çıkan lüks otomobil, sokağın köşesinden döndü. Yeşilçam filmlerinde çocukların araba peşinden koştuğu bilindik sahnelerden birini bizim sokakta çektik. En ünlü üç harflilerden bir otomobildi ve bizim dibimiz yani her havzın dibaynımız düşmüştü.

* Almanya’da asla öyle davranmayan bir tip insan topluluğu oluşmaya başlamıştı Keşan’daki yazlıkta. Gürültülü cıstak müzik, yarı Türkçe yarı Almanca bağırarak konuşmalar, arabadan yerlere ve sahile çöpünü bırakmalar. Her havzın dıbaynı topluluğu yaz sonu kurallarına harfiyen uydukları memleketlerine gidiyorlardı da çeyrek porsiyon yaşıyorduk bu dönemi.

* Yaşam standartlarına ve özgürlüklerine asla ulaşamayacağımız bizden daha milliyetçi, bizden daha dindar bizi Avrupa’da başarıyla temsil eden ama buraya da kesin dönüş yapmayı pek istemeyen bir grup oluştu. Orada yaşayıp buranın kaderine burnunu sokan. Senede iki üç ay gelip yaşadıkları halde; bize ne kadar şanslı olduğumuzu anlatıp, cennet vatanın kıymetini bilmemizi söyleyen ve seçim tercihleriyle bize kötülük yapan bu güruh kulağımıza adeta o bildik cümleyi fısıldıyordu. Her havzın dıbaynı…

Özer ÖZGÜN / 09.Mayıs.2023 / EDİRNE

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu