Bir dahinin hikayesi

Bu haftaki yazımı birçoğumuzun adını dahi duymadığı bir kişiye ayırmak istedim. Ülkemizin çok kıymetli ve yaratıcı beyinlerinden, 1940 yılında Adana’da dünyaya gelen İrfan Mavruk’un hayat hikayesini paylaşmak istedim.

İrfan Mavruk, İlk ve ortaokulu bitirdikten sonra Adana Erkek Sanat Enstitüsü’ne devam ederken roket tasarımları yapıp onları denemeye başlar. Ancak amatör olarak yaptığı roketler nedeniyle Mavruk’un başı dertten hiç kurtulmaz. Devamlı roket projeleri hazırlayan Mavruk, hakkında çok fazla şikayet geldiği için birçok kez karakola çağrılır. Hazırladığı projeleri kimseye kabul ettiremeyen Mavruk, bir gün destek almak umuduyla Adana Elektrik Mühendisleri Odası’na başvurur. Adana Elektrik Mühendisleri Odası, Mavruk’un projelerini heyet eşliğinde dinler. Ancak sonuç yine hüsrandır. Mavruk’un projeleri imkansız olarak değerlendirilir. Kısacası Mavruk için “Başımıza yeni icat çıkarma.” denilir. Ancak Mavruk, bunların hiçbirine kulak asmaz, azimle projelerini yapmayı sürdürür.

Mavruk’un okulda atom dersi işlenirken atomlarla ilgili anlattıkları, öğretmeninin dikkatini çeker. Öğretmen okul idaresine haber verir. Konu Valiye kadar gider. Kısa bir zaman sonra Amerika Birleşik Devletleri’nin mühendisleri gelir ve İrfan Mavruk’a tepkili motorları sorarlar, O da izah eder. ABD’li mühendisler: “Bunda bir fevkaladelik var!” der.

Bu gelişmelerin ardından dönemin Valisi, eski TBMM Başkanı Refik Koraltan’a bir mektup gönderir. Koraltan da durumu dönemin Başbakanı Adnan Menderes’e izah eder. Okuduğu mektuptan oldukça etkilenen Menderes, İrfan Mavruk’u Dolmabahçe Sarayı’na davet eder. Koraltan, Bakanlar ve Menderes, İrfan Mavruk’la Dolmabahçe Sarayı’nda bir araya gelir. Ardından Bakanlar Kurulu’nun aldığı kararla İrfan Mavruk üstün zekalı çocuklar fonu ile ABD’ye gönderilir. 1959 yılında New York’a doğru yola çıkan Mavruk, ABD’liler tarafından teste tabi tutulup Columbia Üniversitesi’ne kaydedilir. Mezun olduktan sonra ABD Houston’da bir nükleer araştırma merkezinde çalışmaya başlayan Mavruk, daha sonra nükleer silahların parçalarını üreten fabrikalarda çalışır. Bu arada Mavruk, uzaydaki atom yükünü ölçen bir cihaz da geliştirir. Nasa’da Apollo Projesinde görevlendirilen Mavruk, uzaya çıkan füzelerin patlamasını önleyen bir proje geliştirir. Sonraki yıllarda da Apollo Projesinde önemli görevler alır.

Mavruk, özellikle yerden kumanda etmeye gerek kalmayan roketler konusunda üstün başarılar elde eder. Ay’a ilk çıkan Apollo Mekiğindeki astronotlarla yerden bizzat kendisi telsizle konuşur. Tarihler 5 Ağustos 2010’u gösterdiğinde Türkiye’de “deli”, ABD’de “dahi” olan İrfan Mavruk, emeklilik günlerini yaşadığı New York’ta geçirdiği kalp krizi sonucu 69 yaşında hayatını kaybeder.

Mavruk’un cenazesi, vasiyeti üzerine memleketi Adana’ya getirilerek Ali Hocalı Köyü’nde toprağa verilir. Hep Avrupa’nın ve diğer gelişmiş ülkelerin bilimsel ve teknolojik başarılarından söz ediyoruz ya.

Keşke kendi “dahi” çocuklarımıza sahip çıkabilsek ve bu kıymetli değerlerimiz bizim ülkemizde rahatça çalışıp yaratıcılıklarını ortaya koyabilseler.

Sevgiyle kalın…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu