Topal tavşan

Her şeyin fazlası zarar mı, çok emin değilim. Ancak “Hırs”ın fazlasının zararlı olduğuna inanıyorum. Fazla hırs siyasi partilerin kendi içinde çatışma veya bölünmeye yol açmıyor mu? Üstelik dürüst ve gerçekten çıkarsız insanların hırslı kişilere feda edilmesi ilginç bir ironi değil mi?

“Senin kafandaki kırk tilki benim kafamdaki bir topal tavşanı kovalayamaz.” Bu sözü okuduğumda, bu kentte birçok şeyde olduğu gibi siyasette de oldukça kaygan bir zemine birçok kişinin hazırlıklı olması gerektiğini acı acı düşündüm. Hep “Bizans Oyunu” seyretmek gerçekten çok yorucu.

Siyaset birleştirici, toparlayıcı ve barıştırıcı olmak zorundadır. Bölenler, böldüğünde yönetmesinin daha kolay olacağını düşünenler, er ya da geç kaybetmeye mahkumdur. Oysa insanları ötekileştirmeden, şefkat ve samimiyetle kucakladığınızda inanın, kazanacağınız çok şey olacaktır. Yıllar önce ilk defa bir seçimde oy kullandığımda o kadar çok ciddiye aldım ve heyecan duydum ki, kelimelerle ifade etmem mümkün değil. Verdiğim bir oyla sanki her şey rayına girecek, ülkedeki bütün aksaklıklar sona erecek diye düşündüm, gençlik heyecanı işte! Ama şu anda oy kullanmayı daha çok ciddiye alıyorum. Niye mi? Yaş aldıkça, bizden sonra gelecek nesillere daha iyi bir ülke ve daha iyi bir kent bırakmayı daha fazla ciddiye aldığımdan. Bu ülkenin bilinçli bir bireyi olarak, genel seçimlerde siyasi tercihlerimiz ve inançlarımız ağır basarken, yerel seçimlerde yaşadığımız kenti daha yaşanabilir hale getirecek, hepimizi kucaklayacak insanları tercih ediyorduk. İş yapacak, halkın tanıdığı, inandığı, güvendiği, dürüst bir insan olması siyasi kimliğinden daha elzemdi. Şimdi yine böyle mi olacak, yoksa sadece siyasi partilerin rekabeti mi olacak, doğrusu çok emin değilim. Malumunuz yerel seçimlere çok az bir zaman kaldı. Bazı siyasi partiler seçim çalışmalarına yeni başladı, bazı siyasi partiler ise çalışmalara vites arttırarak devam ediyorlar. Bazı siyasi partiler propaganda çalışmalarını öyle programlı ve planlı yapıyorlar ki. Fakat bazıları da “Nasılsa kazanacağım.” modunda olduklarından işleri rutininde bırakmaya kararlı gibi görünüyorlar. Hiç bir şey, hele de ülkemizde seçim çalışmaları böyle rahat rahat yapılmaz. Sadece bir görüşteki halka güveniyorsanız, yani “Belli bir kitlenin oylarını garanti.” gibi diye düşünüyorsanız hayal kırıklığına uğrarsınız.

Halkın her kesiminin sizi tanıması ve güvenmesi esastır. Rahat ve zamana yayarak seçim çalışması düşünen adaylar neden daha önce başlamadı? Bu dönemde yapılan siyasi hesaplaşmalar şehrimize zarar vermiyor mu? Özellikle dürüst ve namuslu insanları kırıp hırpalamaya gerek var mı? Çok daha farklı hesaplar mı yapılıyor diye vatandaş sormaz mı? Niçin seçimlere çok kısa bir süre kalmışken bazı değişikliklere ihtiyaç duyuluyor? Ayrıca daha önce yerel yöneticilik görevini üstlenenler, daha önce yapmadıkları vaatlerini şimdi nasıl yapacaklar? Hiç kimse alkışlayan kalabalığa aldanmasın. Bu gün yanında olanı yarın karşında görürsün. Şartlar değişince insanlar da değişir. Tanımadığından değil, yanlış tanıdığından kork.

Bundan sonrası umarım Edirne’miz için iyi ve hayırlı olur. Sevgiyle kalın…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu