Ragbi günlükleri 160-1

662 yıldır aralıksız devam eden, Türkiye’nin en prestijli güreş organizasyonu Kırkpınar Yağlı Güreşleri, 7-9 Temmuz 2023 tarihlerinde Sarayiçi’nde gerçekleştirildi. Ragbi Günlükleri bu hafta, Sarayiçi Kırkpınar Er Meydanı’ndan bildiriyor. Hoş geldiniz…

                Tarihi güreşler, Edirne’yi Türkiye vitrinine çıkartan, binlerce insanın sırf bu yüzden Edirne’ye gelip, ekonomik girdi yaratmasını sağlayan bir organizasyon. Her yıl olduğu gibi binlerce misafiri ağırladı şehrimiz.

                Son birkaç yıldır, büyük kalabalıkların devamlı ağırlanmasına alıştı Edirne. Sınır komşularımızın gözdesi haline gelen şehir, günübirlik gelen Türk misafirler de eklenince, oldukça hareketli. Bu kalabalığa ne kadar hazır olduğumuz tabii ki tartışılabilir. Tarihi Osmanlı başkenti, kadim şehir diye methiyeler düzülen; ülkenin Avrupa’daki toprağı, sınır kapısı, ülkenin en çok misafir ağırlayan şehirlerinden birisi… Böyle bir tarihi geçmiş ve potansiyel barındıran Edirne, basiretsiz yöneticilerin ve kendisine oy vermediği için şehri cezalandıran iktidarların elinde ”gelişmemiş tarım şehri” olarak kalmaya devam ediyor.

                Cuma günü Sarayiçi’ne gidenler, alt boylardaki güreşlere tanıklık ettiler. Akşamüstü gerçekleşen açılış törenini izleyebildiler. En nihayetinde, günü Yeni Türkü konseriyle kapatmayı planlarken, kötü bir sürprizle karşılaştılar. Meteorolojinin önceden uyarısını yaptığı sağanak yağış, cuma akşamı kendisini gösterdi. İklim değişikliğiyle birlikte çok daha tehlikeli hále gelen yağışlar, Edirne gibi sağlıklı bir altyapı sistemi olmayan şehirlerde- Türkiye’nin geneli gibi- büyük zararlara yol açıyorlar. Sarayiçi de bu yağıştan nasibini aldı. Patlayan rögarlar, taşan lağım suları arasında kimi ayakkabıyla kimi çıplak ayak sığınacak yer aradı yağmurdan. Güreşleri izlemek için Edirne’ye gelen ve Sarayiçi’ni ”çadır kent”e dönüştürenlerin gecesi nasıl geçti bilemiyorum.

                Cumartesi sabahı 10.00 gibi alana geldiğimde, dünkü yağmurun izleri görülebiliyordu. Güreşleri izlemeye gelenler, küçük gruplar halinde güvenlik noktasından geçiyor ve alana giriyordu. Esnaf, yağmur temizliğine çoktan başlamış ve tezgahların kurulması sürüyordu. Stadyuma girmeden önce, etrafında tur atmayı, ne olup bittiğini görmeyi seviyorum. İnsan kalabalığını geçtiğimiz yılın cumartesi günüyle karşılaştırdığımda, bu seneki cumartesinin daha kalabalık olduğunu söyleyebilirim. Güreşler için gelen belediyeler ve kulüpler, sporcularının güreş aralarında dinleneceği çadırlarını hazır etmişler, yerlerini almışlardı. İlerleyen bölümde, bu konuya bir paragraf ayıracağım. Çok sayıda sağlık, güvenlik ve temizlik personeli görevinin başındaydı.

                Stadın içinde ayak basılmadık yer kalmamış, pehlivanlar, dualarla çıktıkları çayırda, birbirlerinin sırtlarını yere getirmek için çoktan çalışmaya başlamışlardı. Alışkın olduğumuzdan farklı bir hava vardı cumartesi sabahı. Yağmur ve serinleten rüzgar eşliğinde bağlandı kollar. Saat 11.00 gibi tribünlerin büyük kısmı dolmasına rağmen, kapılardaki yoğunluk devam ediyordu. Günün ilk yağmuru büyük ortanın üzerine düşerken, kıran kırana güreşler yapılıyordu. Kırkpınar Ağası ve beraberindeki heyet alana geldiğinde bir alkış koptu. Gösterilen teveccühe karşılık Ağa, tüm tribünleri selamladı. Başaltı güreşlerin başladığı esnada, tribünler tamamen dolmuş, izleyiciler, güreşlerin coşkusuna kapılmışlardı. Kura saati yaklaştıkça, başpehlivanlar bir bir çayıra gelmeye başladılar. Mustafa Taş dışında, çayırda görünen her pehlivan tribünlerden alkış aldı. En çok ses, Ali Gürbüz çayırda göründüğünde yükseldi. Şahsen, tribünlerin Mustafa Taş’a haksızlık yaptığını düşünüyorum. Doping yönetmeliğine göre, bir sporcu testten kaçamaz. ”Bilmiyordum”, ”Görmedim”, ”Duymadım” geçerli bir bahane değildir. Yaşanan gelişmeler sonrasında kemeri boynunda bulan Mustafa Taş’a tepki gösterenlerin, aynı tepkiyi, 652. Kırkpınar’da Ali Gürbüz’ün dopingli çıkmasıyla, kemerin sahibi olan İsmail Balaban’a verip vermediklerini merak ediyorum.

                Saat 13.20’de, 53 Başpehlivan’dan 52’si anons edildi ve yağmur altında kol bağladılar. Orhan Okulu, kura şansı ile ilk turu güreş yapmadan otomatik atladı. İlk tur güreşlerinde sürpriz yaşanmazken, seyircilerin favorileri tur atlıyordu. Bu turda üzülen, Edirneli güreşseverler oldu. Başpehlivanlık güreşlerinde mücadele eden Trakya Birlik Spor Kulübü’nün pehlivanı İsmail Koç, ilk turda rakibine yenilerek, Kırkpınar’a erken veda etti. Bu mağlubiyet, Trakya Birlik camiasında üzüntüye yol açarken, sözleşmesi biten pehlivanla devam edilmesi beklenmiyor. 

                Hınca hınç dolu tribünler önünde, saat 16.00’da kol bağladı pehlivanlar. Bu turun en önemli eşleşmesi, Ali Gürbüz ve Ertuğrul Dağdeviren arasında yaşandı. Temposuz geçen ikinci tur güreşlerinde, normal sürede sadece iki yeniş görebildik. Eşleşmelerin düğümleri puanlamada çözülürken; son şampiyon Mustafa Taş, eski şampiyonlardan Osman Aynur ve Recep Kara bu turda Kırkpınar’a veda ettiler.

                Başpehlivanlık güreşlerinde günün kapanışı, 3. tur güreşleriyle yapıldı. Kura çekimi sonrasında Yusuf Can Zeybek ve Fatih Atlı, kurallar gereği turu direkt olarak geçtiler. Eşleşmelerin belli olmasıyla gözler, İsmail Balaban ve Cengizhan Şimşek’e çevrildi. İki Antalyalı pehlivan, 3. turun en uzun güreşini gerçekleştirdiler. Zaman zaman hareketlense de garantici olmayı seçti taraflar. Güreş iki tarafa da gidip, geldi. Fakat rakibini bastıran İsmail Balaban, çeyrek finale yükselmeyi başardı. Orhan Okulu dışında normal sürede yeniş yapabilen pehlivan çıkmazken, kazananların belli olması puanlama kısmına kalmıştı. Bu turda, sevenlerini üzen isim Ali Gürbüz oldu. 3. tur karşılaşmasına iki uzun güreş yapıp, yorgun gelen Gürbüz, yine uzun süre çayırda kaldı. Güreşini, açık düşerek tamamladı ve Kırkpınar’a veda etti. Mehmet Yeşil Yeşil’in ustalığına şahit oldu bu turda seyirciler. Puanlama kısmında, az daha rakibi Serhat Gökmen tarafından bastırılacakken, ayakta kalmayı başardı ve ustaca bir dönüşle o cendereden kurtulabildi. Kısa bir süre sonrada, maçı kazanacak hamleyi yaptı. Takdir edilmesi gereken bir dönüş gerçekleştirdi.

                Başpehlivanlık 3. tur güreşlerinin tamamlanmasının ardından, alt boylardaki güreşler devam etmesine rağmen, tribünlerin boşaldığını gördük. Önemli güreşler tamamlansa da Sarayiçi’nde hareketlilik devam ediyordu. Şenlikler kapsamında düzenlenen Moğollar konseri, izleyenlere keyifli bir akşam yaşattı. Usta sanatçı Cahit Berkay’ın solo performansları büyük beğeni toplarken, o yaşta bu performans, hayran olunasıydı.

                Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin 3. ve son gününde, yine sabah erken saatlerde alandaydım. Erken saatler olmasına karşın kalabalık, cumartesiye göre daha fazlaydı. Kontrol noktalarında uzun kuyruklar oluşmuştu. Bu yoğunluğa rağmen, kontrol noktasında bulunan yetersiz sayıdaki memurlar, iyi niyetli görev yapmaya çalışsalar da o kadar insanla zar zor baş edebiliyorlardı. İçeri girdikten sonra insanların alana çocuklarıyla geldiklerini, bazı ailelerin yeşil alanlarda evlerinden getirdikleriyle piknik yaptıklarını, çay bahçelerinde güreşleri beklediklerini gördüm. Hava, daha sabahtan sıcak ve daha da sıcak olacak gibiydi. Stadyuma gireceğim noktaya yürürken, tribün kapılarındaki uzun kuyruklara şahit oldum. Gişelere, ”biletler tükenmiştir” yazısı asılmıştı. Demek ki kapalı gişe bir final günü olacaktı. Çayıra çıktığımda, henüz tribünler yarı yarıya olsa da kapılardaki yoğunluğu gördüğümden, kısa sürede dolacağını anladım. Sabah güreşleri devam ederken, sahada bir gerginlik yaşandı. Bir hakemin yere düştüğünü, diğer hakemlerin olaya müdahale ettiğini gördük. Pehlivanlardan biri hakeme mi yoksa rakibine mi saldırmaya çalışmıştı, onu anlayamadık. Zaten kendisi hemen çayırdan uzaklaştırıldı.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu