Orta Doğu’nun ortası

Geçtiğimiz hafta sonu gerçekleşen Hamas’ın düzenlediği saldırıların ardından İsrail de savaş ilan edince her iki ülkeye hem destek hem de protesto sesleri yükselmeye başladı. Savaşın tarafı olmayan ülke insanları bu iki ülkeye sınır komşusu olsun olmasın devlet başkanlarından tutun da yoldan geçen sıradan vatandaşa kadar herkes kendini bu durum karşısında konumlandırdı.

Bir tarafta Filistin halkının yanında olanları Hamas’ın da yanında olduğunu söyleyenler, Filistin’i, Hamas’tan ayrı tutup mücadelesine hak verenler, din kardeşliği ile Filistin bayrağı asarak İsrail’e tepkisini göstermeye çağrıda bulunanlar, ekonomik milliyeti İsrail olan ürünleri protesto edenler varken öbür tarafta İsrail’e yapılan terörist saldırıları kınayan, kendisini savunması için yardım edeceğini söyleyen, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olup İsrail’le dayanışma içinde olduğunu belirten ülkeler derken zihinlerimiz bulandıkça bulandı.

Her iki ülkenin de bilinen ve kabul görmüş savaş stratejinden biri olan saldırı taktiğini askeri güç yerine sivil halkın üzerinde gerçekleştirmesi, masum insanları yaralayarak, öldürerek, işkence ve tecavüzlerle veyahut esir alarak sayıları binleri geçen insanın yaşamını yitirmesine sebep olmasını hiç bir sebep,  ideoloji veya inançla açıklayamayız. Savaş, nerede ve nasıl gerçekleşirse gerçekleşsin insan hayatına yapılan en büyük haksızlık, kutsal kitaplardaki en büyük günah, bu dünyanın cehennemidir. Bir nevi, aynı tanrıya dua eden insanların, zafer uğruna tanrıyı açtıkları savaşın suç ortağı görmesidir.

Milattan önce 6. yüzyılda yaşamış Sun Zi tarafından yazılan ve dünyanın en eski strateji kuramları olarak görülen “Savaş Sanatı” adlı eserde şöyle der; “Karşısındakini ve kendini bilen hiçbir savaşta tehlikeye düşmez; karşısındakini bilmeyen, sadece kendini bilen bir kazanır, bir kaybeder; karşısındakini de kendini de bilmeyen her savaşta mutlaka tehlikeye düşer.”Görünen o ki seyircisi olduğumuz bu savaşın tarafları yıllardır saldırı stratejisi ile devam ettiğinden sadece kendilerini biliyor.

Malum, her savaşın bir sebebi olduğu gibi binlerce de sonuçları olur. Haftanın ilk iş gününde altın, döviz kurunda, petrol fiyatlarında ve hisse senetlerinde yaşanan hareketlilikle sonuçlar ortaya çıkmaya başladı. Perili köşkte yaşayan bir aile gibi enflasyonlu bir ekonomide yaşayan vatandaşlar olarak önceliğimiz; cebimizden eksilen paramızın, zam uğultularının, yer değiştiren ihtiyaçlarımızla mücadele etmek.  Öğrencilerin dersleriyle, çalışanların işleriyle emeklilerin de müjdelenen söylenişi ederinden astronomik beeeşş biiin liralık ikramiyelerine odaklanıp kendi savaşının kahramanı olmak. Birçok medeniyetin doğuşuna ve gelişmesine ev sahipliği yapan Orta Doğu’nun ve onlara çanak tutanları kötü bir örnek olarak ele alarak insanlığımızdan çıkmamak.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu