“Kentsel dönüşüm ile rantı aynı cümlede kullanmayacağız”

Ankara Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Türkiye Kent Konseyleri Birliği Genel Başkanı Halil İbrahim Yılmaz gazetemizin geçen hafta özel haber olarak hazırladığı ‘Dirençli Kentler Projesini‘ değerlendirdi. Yılmaz yaptığı açıklamada “İstanbul gibi bir bölgede, bir deprem olduğu zaman, Türkiye ekonomisi biter, bizim daha önemli bir konumuz yok. Deprem bölgesi sadece Kahramanmaraş değil. Dolayısıyla, bütün coğrafya bu bedeli ödüyor. Tedbir alırken de ‘Şurası daha riskli, burası daha az riskli’ diyerek değil, coğrafya olarak topyekûn bu değişimi yaşamak zorundayız” dedi.

Dirençli Kentler Projesi ile ilgili, bu felaketten sonra olumsuz bir irade olmadığının altını çizen Yılmaz “ Zaten TBMM, Yeşil Mutabakat’ı oy birliğiyle onayladıktan sonra, dünyada ilklerden biri yapıldı ve Bakanlığın adı İklim Değişikliği Bakanlığı oldu. Dolayısıyla sivil kesim, muhalefet, iktidar, herkes iklim değişikliğinin bedelini ödemenin sorumluluğuyla, Türkiye bu konuyla alakalı atılacak her adıma hazır. Bu kadar yoğun konsorsiyumun olduğu başka bir konumuz yok bizim. Bunu çözemezsek başka hiçbir şeyi çözemeyiz” ifadelerine yer verdi.

“İSTANBUL’DA 155 BİN HER AN YIKILABİLECEK BİNA VAR”

İstanbul’da 155 bin her an yıkılabilecek binanın bulunduğu dile getiren Yılmaz; “Şimdi biz, yıkılan bölgede 15 milyon insanımızın etkilendiği, 11 ili kapsayan depremin yaralarını sarmak konusunda, hücreleri örgütlü bir millet olarak gereğinin yaptık. Yapacağımız, yıkılma tehlikesi olan bölge ile ilgili hangi tedbiri alacağımızdır. Bu tedbiri almak için Dirençli Kentler oluşturmamız gerektiğini sağır sultan biliyor. Ama dirençli kent olmadan önce, dirençli birey lazım. Yani sismik fay hatlarından önce, sosyal fay hatlarını kaldırdık biz. Depremin acısını bir haftada tüketmedik, halen yaşıyoruz”

“SON DEPREMDE 103 MİLYAR DOLAR KAYBIMIZ VAR”

 “Depremin bize, 103 milyon dolarlık bir maliyeti var. İmar affıyla topladığımız toplam para 25 milyar dolar, ama sadece son depremde 103 milyar dolar kaybımız var. Bu örneği depremi parayla anlatmaya çalışanlar için veriyorum. Bedeli çok ağır. İstanbul gibi bir bölgede, bir deprem olduğu zaman, Türkiye ekonomisi biter, bizim daha önemli bir konumuz yok. Deprem bölgesi sadece Kahramanmaraş değil, Ankara’da 500 bin yeni misafirimiz var. Dolayısıyla, bütün coğrafya bu bedeli ödüyor. Tedbir alırken de ‘Şurası daha riskli, burası daha az riskli’ diyerek değil, coğrafya olarak topyekun bu değişimi yaşamak zorundayız”

“DEPREM, FELAKET VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KAMPLAŞMANIN VE POLİTİK AYRIMIN OLACAĞI ALANLAR DEĞİLDİR”

“Türkiye Kent Konseyleri Birliği, zaten bu farkındalığın öncüsü. Türkiye’de bir araya gelmeyen kesimleri, yuvarlak masada bir araya getirip toplumsal farkındalığın yüksek olduğu konularda harekete geçmeyi, Türkiye Kent Konseyleri Birliği ortaya koyuyor. Ankara’da biz bunları yaşadık, Birbirimizi dinlemeyemahkumuz. Deprem, felaket ve iklim değişikliği kamplaşmanın ve politik ayrımın olacağı alanlar değildir. İnsan hayatı mevzu olduğu zaman kavga biter, konuşma başlar. Şu an kavga zamanı değil, konuşma zamanı. Depremden sonraki dayanışmada ortaya koyduğumuz iradeyi, depremden önce tedbirde koymadığımız müddetçe, dünyada 1 buçuk günde bir felaket yaşanıyor, bu felaketlerin bedelini çok ağır öderiz. Kentsel dönüşüm ile rantı aynı cümlede kullanmayacağız. Önce zihinsel dönüşümü gerçekleştireceğiz, sonra kentsel dönüşümü. Kentsel dönüşüm dediğimiz zaman, aklımıza hemen rant gelmeyecek” şeklinde konuştu.

Türkiye Kent Konseyleri Birliği Başkan Yardımcısı Necati Binici ise  “Kentsel dönüşüm çok kapsamlı bir konu. Özellikle İstanbul, bu konuda çok hızlı hareket edilmesi gereken illerin başında geliyor. Önümüzdeki gelecek depremi nasıl karşılamamız gerektiği konusunda bir adım atıldı. 1999 depremi sonrası inşaat yönetmeliği değişti, depreme dayanıklı evler, bu depremdeki evler eskiye nazaran daha sağlam kaldı. 1999’dan ders alarak bu depremi yaşadık. İnşallah bu depremden ders alarak da başka deprem yaşamayız. Birlik olarak bu konuda kararımızı aldık. Genel Başkanımız Halil İbrahim Yılmaz bu konunda girişimlerini yapacak ve seri toplantılar yapacağız. Özellikle Kahramanmaraş ve Hatay Kent Konseylerimizin, kendi içindeki sosyal konularla ilgili bir rapor çıkaracak. Yani zeminde ne görünüyor? Devlet ne görüyor? Halk ne görüyor? Bunları birleştireceğiz ve dolayısıyla doğru adım atma konusunda ısrarlı olacağız” diye konuştu. Nevser ERASLAN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu