Yüzme için doğdu: Kıvanç Altuğ

    Yüzme sporu fiziksel ve psikolojik anlamda en zor spor branşlarından biri. Başarı için bedensel dayanıklılık, çevresel destek ve en önemlisi sabır isteyen bir spor. Ama bazı özel yetenekler var ki onu gördüğünüz anda yüzme için doğduğunu anlarsınız. Bugün Edirne yüzmesinin yetiştirdiği en önemli yeteneklerden birisiyle birlikte olacağız. Başarılı olması için kendi döneminde sahip olabileceği neredeyse herşeye sahip bir sporcu. Harika bir fizik, mükemmel denebilecek bir teknik ve mental kapasite.
1988 yılında Edirne’de doğdu Altuğ, yüzme sporuyla 8 yaşındayken Edirne Yüzme İhtisas Kulübü’nde tanıştı. İkinci evi İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü oldu ve bir süre de Galatasaray Spor Kulübü için yarıştı.Aktif sporculuk hayatında Türkiye rekorları kırdı ve milli takımlarda yarışma şansı yakaladı.15 yaşında ilk açık yaş Türkiye şampiyonluğunu kazandı. Birkaç senelik Amerika deneyimi oldu. Orada da birçok başka dereceyle beraber eyalet 2.’liği kazandı ve All-America takımına seçildi. Aktif sporculuk hayatını sona erdirdikten sonra İzmir Arkas Spor Kulübü’nde antrenörlük yaptı. Şu anda İngilizce öğretmenliği yapıyor ve hayatını İzmir’de sürdürüyor.

Spor Sağlık Getirdi
Gelin bu özel sporcunun yüzmeyle tanışmasını kendisinden dinleyelim; “Yüzme sporuyla tanışmam biraz ilginç oldu aslında. İlkokul 2. sınıftaydım ve bir grup insan sınıfları geziyordu ve öğrencilerin arasından birkaç kişiyi seçip davet ediyorlardı. Benden daha uzun ve daha kalıplı öğrenciler olmasına rağmen o grubun içindeki iri yarı yabancı uyruklu bir adam parmağıyla beni işaret etti. O kişi Bulgar antrenör Dimitır’dı. Daha önce gerçek bir havuz görmemiştim. Çabuk hasta olduğum için bademciklerimin alınıp alınmaması tartışılıyordu o sıralar. Hasta olana kadar bir başlayalım kararı aldık ailece ve yüzmeye başladıktan sonra uzun seneler hastane yüzü görmedim. Yıllar sonra göz muayenesi için doktora gittiğimde ise artık zaten milli sporcuydum.”
Başarıyı Antrenörler Sağladı
Edirne yüzmesinin kürsüleri domine ettiği yıllarda başarının asıl mimarlarının antrenörler olduğunu dile getiren Altuğ “Edirne yüzmesinin zirve yıllarındaki başarıda en büyük pay sahibi olanlar şüphesiz antrenörlerdi. Yabancı asıllı antrenörler Dimitır ve Mitrafan ila başlayan bu süreç, yüzme hayatımın en büyük kısmında birlikte çalıştığım Serhat Çetinkaya ile birlikte Nail Karakaş, Reşit Tek; bir sonraki nesil olan Taylan Kızılyaprak, Pınar Duygu Akay, Burak Promet ve o dönemlerde emek vermiş değerli antrenörlerimiz sayesinde taçlandı. Bunun dışında tabii ki velilerimizin hem maddi hem de manevi olarak gösterdikleri desteğin hakkı ödenemez. Ayrıca o zamanki yerel rekabet koşullarıyla birlikte arkadaşlık ilişkileri de sporcuların birbirini daha ileri taşımasında büyük pay sahibiydi. “ dedi.

Olumsuzluklara Rağmen Gelen Rekorlar
O yıllarda imkânların günümüze oranla daha kısıtlı olduğunu vurgulayan milli yüzücü “Açıkçası o dönemlerde imkânlar oldukça kısıtlıydı. Meşhur 20:00  22:00 arası antrenmanları vardı örneğin. Tarihte örneği azdır. Edirne gibi her yerin birbirine yakın olduğu bir şehirde eve gitmemiz neredeyse 23:00′ ü buluyordu ve sabah da okula gidiyorduk. Sporcu sayısı oldukça fazlaydı ve sadece 1 adet yarı olimpik yüzme havuzu vardı. O havuz da zamanlı zamansız kapatılıyordu. Tam bir süre veremeyeceğim şu an ama aylarca kapalı kaldığı da oldu. Milli takımlara bu kadar çok sayıda sporcu verdiği bir dönemde Edirne yüzmesinin bu tarz olaylarla karşılaşması üzücüydü açıkçası. Bu uzun süreli kapatmalardan birinde aylarca havuz yüzü görmemiştik fakat kara antrenmanlarına tam gaz devam ediyorduk. İlk açık yaş şampiyonluğumu böyle uzun bir aradan sonra sadece birkaç ay havuzda antrenman yaparak kazanmıştım. Yine o şampiyonada 3 adet Türkiye rekoru kırdım. Biraz ilginç ama fazla fazla yaptığımız o kara antrenmanları muhtemelen kondisyon eksikliğini gidermemi sağladı.” diyerek sözlerine devam etti.

Edirne Yüzmesinin Tekrar Başarılı Olacağına İnancım Sonsuz
Edirne’nin sporda potansiyelinin herzaman yüksek olduğunu belirten Altuğ “Sadece yüzmede değil her branşta dünyanın en iyisi diyebileceğimiz kulüpler bile zor zamanlar yaşayabiliyor. Aynı şekilde hiç beklenmedik çıkışlar yapan takımlar olduğunu da görüyoruz. Yüzme sporu hâlihazırda bireysel olarak istikrar gösterilmesi en zor sporlardan biriyken bunu bir topluluk bazında ele aldığımızda bu istikrarı göstermenin daha da zor olması kaçınılmaz olacaktır. Şehrin sosyo-politik yapısı gereği sporcular ve sporcu adayları müthiş fiziksel özelliklere sahip olabiliyorlar. Birçok branşta birçok şampiyonun Edirne’den çıkmasının nedenlerinden biri de bu olmalı diye düşünüyorum. Edirne yüzmesinde bu başarılar azalmış olabilir fakat eskisinden daha iyi yerlere gelebileceğine inancım sonsuz. Yüzme sporunun içinden gelmiş biri olarak il temsilcisi Güven Duvan’ın, şimdiki süreci tersine çevirebileceğine ve Edirne yüzmesinin özlediği günlere kavuşacağına inanıyorum.” dedi.

Pes Etmeyen Kazanır
Edirne yüzmesinin pek çok başarılı yüzücü yetiştirdiğini hatırlatan rekortmen sporcu “Edirne’den yetişmiş çok fazla başarılı yüzücü var. Bu yüzücü arkadaşlarımızın hepsinin kendine özgü takdire şayan özellikleri bulunuyor. Aktif spor hayatımda yaş olarak büyük veya küçük hepsinden bir parça almışımdır. Ancak en çok Gülşah Günenç ile Barbaros Cem Paşaoğlu’nun başarılarını ve Edirne yüzmesine katkılarını takdir etmişimdir.” dedi ve “Yüzme hayatım boyunca hiçbir an bu işi neden yapıyorum diye sorgulamadım dersem yalan olur. Fiziksel olarak en zorlayıcı sporlardan biri olmasının yanında psikolojik açıdan da sert davranan bir spor yüzme. Tüm yıl boyunca hayatınızın en iyi antrenman dönemini geçirmiş olabilir, fakat sıra yarışa geldiğinde son 3 seneki en kötü dercenizi yapmışsınızdır. Bunun belli nedenleri vardır ve yarış bittiğinde onlara odaklanırsınız. İçinize kuşku düşebilir fakat pes etmemek bu işin altın kuralı diyebilirim.” diyerek sözlerine devam etti.

Şimdiki Yüzücüler Daha Şanslı 
Aktik sporculuk döneminde birçok zorlukla da karşılaştığını belirten Altuğ “Ne yazık ki Türkiye’de her şey havuz içindeki başarıya endeksli değildi geçmiş yıllarda, bu işin bir de politik yönü vardı. Fenerbahçe Spor Kulübü sırf Türkiye şampiyonu olabilmek için o dönemki federasyon başkanının da desteğiyle 40 yaşına dayanmış sporcu devşirmişti örneğin. Yurtdışından sporcu devşirmek bu olaylardan önce de olması gereken bir şeydi bence fakat önünde uzun yıllar olan genç sporcuların başarı planlarını kısa bir süre daha yüzecek kişiler aracılığıyla günlük menfaatler uğruna altüst etmek trajikomik bir hadiseydi. Bir başka örnek olarak Edirne’nin milli takıma en fazla sporcu verdiği dönemlerde tam olimpik yüzme havuzuna sahip olmamasını, hatta var olan yarı olimpik yüzme havuzunun da finansal sebeplerle sürekli kapatılmasını hiçbir zaman anlayamamışımdır. Bu tarz anlayışların artık değişmekte olduğunu umuyorum.” dedi.

Yüzme Büyülü Bir Spor
Uzun yıllar klor kokusuyla beslenen insanların yüzme ile bağlantılarının kopamayacağını dile getiren başarılı sporcu “Yüzme sporuyla ilişkinizi tamamen kesmeniz imkansız. Biraz uzak kalmış olabilirim fakat hiç olmadık bir yerden bile karşınıza çıkabiliyor. Spor hayatınız boyunca çok vakit geçirdiğiniz insanlarla zaten bir şekilde iletişim halindesiniz fakat geçmişte beraber yarıştığınız fakat hiç oturup sohbet etmeye fırsat bulamadığınız arkadaşlarınız da karşınıza çıkıyor seneler sonra. Bu açıdan da yüzme büyülü bir spor. Onun dışında Türkiye ve Dünya çapındaki şampiyonaları tabii ki takip ediyorum. Zaten uzaklaşmış olsanız bile hayatınız boyunca aklınızın bir köşesinde hep varlığını sürdüren bir spor dalı olduğunu düşünüyorum. En azından şimdiye kadar hep böyleydi.” diyerek yüzmenin hayatındaki önemini vurguladı.

Edirne Yüzme Gönüllüleri
Edirne yüzmesinin tekrar eski başarılarını yakalaması için tavsiyelerde bulunan rekortmen yüzücü “Yüzme aslen ferdi olarak yapılan bir spor fakat takım olarak yükselebileceğini düşünüyorum. Yerelde birkaç kalburüstü takım oluşması zaman içinde her şeyi çok farklı noktalara taşıyacaktır. Bunu yapmak için de üst düzey antrenörler şart. Antrenör, sporcu ve veli üçgeninde gerekli motivasyon sağlandığında başarının gelmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu sporda başarı kısa sürede sağlanamıyor, bu yüzden de istikrar çok önemli. Uzun vadeli planlamalar yapmak kaçınılmaz. Barbaros Cem Paşaoğlu’nun “Edirne Yüzme Gönüllüleri” ekibi oluşturma tavsiyesi çok değerli ve Edirne’de yüzme branşını yeniden şahlandırmak adına atılabilecek büyük bir adım.” diyerek sözlerine son verdi. Edirne yüzmesinin mihenk taşlarından olan başarılı milli yüzücümüze Edirne’ye kattıkları ve yazı dizimiz için yaptığı paylaşımları için teşekkür ederiz.
Bir sonraki yazımızda Edirne yüzmesinin yetiştirdiği en önemli antrenörlerden biri olan “Yetenek Avcısı” Taylan Kızılyaprak ile birlikte olacağız. Keyifle okumanızı dilerim.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu