Ragbi Günlükleri 32

Geçtiğimiz hafta içerisinde,Cumhuriyetimizin 97. yılını kutlama şerefine eriştik. Biz Türk Gençleri, Atamızın mirası akıl ve bilim ile gösterdiği yolda ilerlemeye devam ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki Cumhuriyet, Türk’ü kul olmaktan kurtarıp birey yapmış; fırsat eşitliği sağlayarak fakir Türk çocuğunun geleceğine umut olmuştur. En büyük bayramdır, kutlu olsun.
             Cumhuriyet ve devrimleri; birçok konuda Türk insanına çağ atlatmış, Türkiye’nin çağının çağdaşı olabilmesinin yolunu açmıştır. Toplumun iki temel unsurundan biri olan kadınlarımız, cumhuriyet devrimleriyle özgürleşmiş, dünyada ve ülkemizde örnek alınan nice mücevherleri bağrından çıkartmıştır. Türk kadını, her alanda bizleri gururlandıracak işlere imza atmıştır.
              Edirne Ahval Gazetesi’nde, Nevser Hanım’dan okumaya alışık olduğunuz bir köşe var: ‘Salı’nın Güçlü Kadınları’. Bu hafta, kendisinden rol çalmak ve sizlere bu köşede ‘Güçlü’ bir kadını tanıtmak istiyorum. 
              Ragbiyle Edirne’de tanışmış, Trakya Ragbi formasıyla çok güzel başarılar yaşamış, milli formayla ülkemizi uluslararası seviyede temsil etmiş, şimdilerde bir eğitimci olarak Türkiye’nin gelecek nesillerini yetiştiren, sahanın içinde ve dışında örnek gösterilen bir kadını, Merve Fırtına’yı tanıyacaksınız bugün. Katılımı için Merve’ye teşekkür ediyor ve röportaja geçiyorum.

Zafer ERAY(ZE): Okuyuculara seni tanıtarak başlayalım.
Merve FIRTINA(MF): 1991’de Sakarya’da doğdum. Trakya Üniversitesi Kırkpınar Spor Bilimleri Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümü mezunuyum. Mezun olduktan sonra üç yıl antrenörlük yaptım. Son bir yıldır da öğretmenlik mesleğini yapmaya devam ediyorum. 

ZE:Ragbiyle tanışma hikâyenden bahseder misin?
MF: Ragbi ile tanışmam çok tesadüfî bir şekilde merakla başladı. Üniversite birinci sınıfta, antrenman yapan bir grubu görüp sorduğumda böyle bir branşın olduğunu öğrendim. İlk etapta antrenmanlara katılamadım. Çift anadal yapıyordum ve derslerim çok yoğundu. Aradan yaklaşık bir ay geçtikten sonra, okulda antrenmanlara başlanmıştı ve bir hafta sonra da turnuvalara gidilecekti. Okulda olduğu için antrenmanlara katılma şansım oldu.Böylelikle ragbi serüvenim başladı. Serüven diyorum çünkü hayatım ragbi sayesinde şekillenmeye başladı.

ZE: Oyuncu olarak katıldığın Trakya Ragbi kadın takımına, önce kaptan sonra da antrenör oldun. Takıma katıldığın günden bu yana Trakya Ragbi hayatını nasıl etkiledi?
MF:TrakyaRagbi benim için her zaman başköşededir. Doyduğum yer gibidir.Trakya Ragbi sayesinde ragbiyi öğrendim ve bu, herşeyin başlangıcı oldu. Basamak basamak ilerledim. Her şeyden önce topu tutmayı öğrendim. Daha sonra oynamayı, nasıl oynanması gerektiğini, kuralları yani… Teknik – taktik alanda kendimi geliştirmeye çalıştım. Geliştirmeye de devam edip, bu sporun ülkemizde daha geniş kitlelere hitap etmesi için elimden geleni yapacağım.

ZE: Trakya Ragbi kadın takımı olarak başarılı bir takımdınız. Bu başarılarınızdan bahseder misin?
MF: Takım olarak başarılıydık. Çünkü emek veriyorduk. Birlikte hareket etmeyi, kenetlenmeyi öğrendik. Özellikle ragbide, birlikte hareket edemezsen başarılı olmazsın. Biz iyi bir savunma ekibi olmayı başarmıştık. Daha sonra aramıza yeni katılan potansiyelli oyuncularla birlikte, atakta da iyi bir takım oluşturup kendimizi ileriye taşıdık ve sonunda başarı geldi. Uzun süre, antrenörümüz Çağdaş Sabur eşliğinde çalıştık ve birçok şey öğrendik. Takıma büyük katkıda bulundu. O’na da bu vesileyle minnetlerimi sunuyorum. 
ZE: Unutamadığın birkaç anını da duymak isteriz.
MF: Bence ragbide unutulan zaman zordur. Hele ki takım olarak tek vücut olmayı başardıysanız. O mücadele ve ruhla birleşen bir maç eşsiz oluyor. Özellikle milli takım maçlarını asla unutamam. O formayı giyip mücadele etmek muhteşem bir histi.

ZE: Milli takım kariyerinden bahsedelim. İlk ne zaman seçildin? Hangi disiplinlerde milli oldun? Milli takımın sana kattıklarını anlatır mısın?
MF:2011 yılında seçildim. 2011 yılında, milli takım antrenörümüz Noigiallach Odochartaigh’nin verdiği antrenmanları yapıyordum. Milli takıma seçildiğimde geçirdiğim kamp dönemi, oynamış olduğum maçlar ve birçok şeye o sayede eriştim. Buna katkıda bulunan herkese teşekkürler.

ZE: 7’li ragbi kadın milli takımımızın teknik heyetinde de yer alıyorsun. Kadın ragbisinin ülkemizdeki durumunu nasıl değerlendirirsin?
MF:Ülkemizde, ragbi oynamaya yetenekli çok sayıda kadın sporcumuzun olduğunu düşünüyorum. Maalesef ki hala ulaşmak istenilen noktada değiliz. Umarım hep birlikte bundan daha iyi seviyeye geliriz.

ZE: Sahanın hangi tarafı sana daha yakın geldi? Oyuncu olarak içinde olmak mı? Antrenör olarak saha kenarında olmak mı?
MF:Bu soruda kararsız kaldım. Aslında bakarsanız çok değil 3 yıl önce sorulsa, hiç düşünmeden sahanın içinde olmayı söylerdim. Şuan düşünüyorumda oynamak çok güzel ama aynı zamanda bir şeyler öğretmek de çok keyifli. Kısacası, hangi tarafta olursam olayım ragbinin içinde olmaya devam edeceğim.

ZE: Oyunculuk ve antrenörlüğün yanında yönetici olarak da çalışmayı hiç düşündün mü?
MF: Şuan için öyle bir düşüncem yok. Belki ilerleyen zamanlarda bu fikri düşünebilirim.

ZE: Hem eğitimci hem de 2. kademe belgeli bir antrenör olarak, alt yaş gruplarından gelen gençleri nasıl değerlendiriyorsun? Türk ragbisini ileri taşıyabilecekler mi?
MF:Gençlerimiz oldukça yetenekli. Bizler, eğitici yanlarımızı bırakmadığımız sürece ragbinin daha iyi yerlere geleceğini düşünüyorum.

ZE: Bir genç veya ragbiye merak duyan birisi neden bu spora başlamalı?
MF: Tıpkı benim gibi… İlginizi çekiyor ve içinizde bir merak uyandırıyorsa, mutlaka başlamalısınız. Yoksa ileride ‘Keşke’ diyebilirsiniz. O yüzden, iyi ki merak edip başladım. 

ZE: Öğretmenlik nasıl gidiyor?
MF: Öğretmenlik güzel gidiyor.Bildiğiniz üzere şuan ülkemizde yaşanan covid-19 salgını nedeniyle yüz yüze eğitime devam edemesek de öğrencilerle birlikte, süreci en etkili şekilde geçirmeye çalışıyoruz.

ZE: Öğrencilerin, sporcu geçmişinden haberdarlar mı? Onlarla ragbi hakkında konuşuyor musunuz?
MF: Evet. Onlara ragbiyi, tecrübelerimi, nasıl milli takıma kadar geldiğimi, isteyince başarabilecek güçleri olduklarını söylüyorum.

ZE: Üniversite yılları Edirne’de geçmiş biri olarak, Edirne’yle aranda nasıl bir bağ kuruldu?
MF: Edirne, güzel memleketimin güzel şehri… Edirne benim şansım. Çünkü Edirne’de okumasaydım ikinci tercihim Sakarya olacaktı. Belki ragbi ile çok geç tanışacaktım. Belki de hiç tanışamayacaktım. İyi ki Edirne…

ZE: Edirnelilere ve ragbi camiasına son sözlerinle bitirebiliriz.
MF: Edirne; tarihi ve kültürel varlıkları, keşfedilmemiş doğası ve güzel insanların da olduğu sizi sakinleştiren bir şehirdir. Bir yanda da coşkulu atmosferi, lezzetli yemekleri ve birçok yönüyle kendine hayran bırakan bir şehirdir. Kıymetini bilelim.Ragbi camiasındaki bütün sporcu ve antrenör meslektaşlarım! Hepinizden ricam, iyi bir gelecek için güzel işler yapmaya devam etmeliyiz. Yılmadan, usanmadan çalışmalıyız. Ragbi bir yerlere gelecekse, hepimizin desteğiyle olacaktır. 

1 1 1 | Edirne Ahval Gazetesi
1 1 | Edirne Ahval Gazetesi
1 2 | Edirne Ahval Gazetesi

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu