Ragbi günlükleri 164

15’li ragbi oynayan takımlarımızın temsilcilerinden oluşan Türk heyeti, 30 Temmuz Pazar günü özel bir ziyaret gerçekleştirdi. Eylül ayında, Fransa’nın ev sahipliğinde oynanacak olan Ragbi Dünya Kupası’nın hazırlıklarını Antalya/Belek’te sürdüren Galler Ragbi Milli Takımı’nın hazırlık kampı ziyaret edilerek, hem oyuncularla tanışıldı hem de antrenörlerle sohbet imkanı yakalandı.

Edirne’nin kuru sıcağından, Antalya’nın nemli sıcağına geçiş yapmıştık. Neyse ki yüzümüze çarpan sıcak rüzgar tanıdıktı. Antalya’ya birkaç gün erken gitmenin avantajını yaşadık. Bizim gibi erken gelen diğer katılımcılarla birlikte gündüzleri ragbi sohbeti yaparken, akşamları da plaj ragbisi oynama şansımız oldu. Yapacağımız ziyaret öncesinde, konuşulacak konular üzeriden sorular hazırlarken, elimizdeki süreden maksimum verimi çıkartmayı amaçlıyorduk.

Belek’te kamp yapılan otel, uluslararası standartlarda bir tesis. Antrenman öncesinde, tesis müdürünün eşliğinde gezip görebildik. Her detay düşünülmüş ve her türlü teknolojik imkan kazandırılmaya çalışılmış. Profesyonel takımlar tarafından bu kadar rağbet görmesinin sebebini anlayabildik.

Yaklaşık bir buçuk saat süren dinamik bir antrenmanın ardından, oyuncularla tanışıp, fotoğraf çektiren Türk heyeti, sonrasında hücum antrenörü Alex King ile bir söyleşi gerçekleştirdi. Merak ettiğimiz teknik detayları kendisine sorarken, Ragbi Günlükleri’nin okuyucuları için özel bir röportaj da gerçekleştirdim.

Röportaja geçmeden önce bazı özel teşekkürlerim olacak. Organizasyonda katkısı bulunan Türkiye Ragbi Federasyonu ve yetkililerine; yazışmaları gerçekleştiren milli oyuncumuz Arin Gülşen’e; arka plandaki tüm detaylarda emeği geçen Ahmet Eren Kılıç’a; İngilizce ses kaydını yazıya dökmemde yardımcı olan kardeşlerim Oğuz Eray ve Onur Eray’a teşekkür ediyorum. Çok keyifli bir etkinlik gerçekleştirildi.

ZAFER ERAY(ZE): Ragbi, Türkiye’de gelişmekte olan bir spor. Bizim en önemli problemimiz, eğiticilerin eğitilmesi. Bir antrenörün gelişimi, oyunu öğrenebilmesi için geçmesi gereken aşamalar nelerdir? Ragbiyi daha iyi anlamaya çalışan Türk antrenörlere ne önerirsiniz?

ALEX KING (AK): Öncelikle, ragbinin Türkiye’de büyümesi, daha fazla çocuğun ragbiyle ilgilenmesi muhteşem. Gençlerin ragbiyle ilgilenmesi, bu sporun Türkiye’deki geleceğine katkıda bulunacaktır. Gelişmekte olan ülkelerle kurduğumuz bu iletişim, sizlerin bu oyunu daha iyi anlamanızı sağlıyor. Galler veya diğer gelişmiş ragbi ülkeleriyle iletişiminizi arttırmanız, oyun hakkında daha çok bilgi sahibi olmanıza yardımcı olacaktır. Çocukların oyuna dahil olması için işin içine eğlence katmalıyız. Oyunu neden oynamayı sevdiklerini anlamalı ve bir takımın parçası nasıl olacaklarını öğrenmeliler. Beceri seviyesi açısından, oyunu geliştirmenize izin veren tüm temel unsurlara çalışın. Daha sonra oyununuzu büyütürsünüz. Hangi seviyede bir antrenörsünüz bilmiyorum ama oyunun temellerini anlamalarını, oyunu sevmelerini ve arkadaşlarıyla birlikte keyifle oynamalarını sağlayın. Oyunu oynamamızın sebebi olan zevki alın, sonra arkadaşlarınızla oynamaya başlarsınız ve ömür boyu sürecek dostluklar kurarsınız. Hangi seviyede oynarsanız oynayın, bu harika oyunu oynarken harika anılarınız olacak. Türkiye’deki antrenörler için artık oyunla ilgili çok fazla çevrimiçi kaynak var. Ayrıca birçok antrenörün, düşüncelerini paylaşma konusunda istekli olacağını göreceksiniz. Bundan sonraki iletişimlerimizde, sizlerle düşüncelerimi paylaşmaktan ve videolar göndermekten mutluluk duyarım. Oyuna dair sorularınıza memnuniyetle cevap verebilirim. Aramızdaki ilişkiyi geliştirin. Bu, en yüksek ragbi seviyesinden faydalanmak için size sunulmuş güzel bir şans olacaktır. 15’li ragbi; en uygun alana oynanan, ileri yönlü bir kazanım savaşıdır. Bazen ileriye giderek ve defans oyuncularını üzerinize çekerek o alanı yaratmanız gerekir. Bazen bir boşluk vardır ve mesele, savunma boşluğu kapatmadan, topu oradan taşıyıp taşıyamayacağınızdır. Yani, oyunun birçok parçası mevcut. Bir antrenör olarak çocuklara; gözlemlemeyi, bilgiyi özümsemeyi ve birlikte çalışarak zorluklar karşısında mücadele etmeyi öğretirdim.

ZE: Oyun planınıza oyuncuları mı adapte edersiniz? Yoksa oyuncularınıza göre mi bir plan seçersiniz?

AK: İkisinin karışımı diyebiliriz. Kampın başlangıcından bu yana geçen on hafta boyunca, becerilerimize oldukça sıkı çalıştık. Oyunumuz tamamen hareket ve mümkün olduğu kadar bire bir yaratmaya çalışmak üzerine kurulu. Açık alanda(backline) oynayan yetenekli atletlerimiz var ve bu oyuncularımıza, alan ve fırsat yaratmak istiyoruz. Eğer çok fazla direkt oynarsak, darbe alıp topu yavaşlatırsak, açık alandaki beş oyuncumuza yardımcı olamayız. Bu yüzden, topu bir fazla pasla hareket ettirmek, bire birde zayıf omzu bulmak, bunu denemek ve dışa aktararak oyunumuzda hız kazanmak istiyoruz. Becerilerimizi her zaman geliştiriyoruz. Profesyonellerin bile her antrenmanda bu becerileri çalıştıklarını gördünüz. Yeteneklerini geliştirmek için çalışıyorlar. Kontaktan sonraki becerileri, destek hatları, erken pozisyon almak üzerine çalışırlar. Üzerinde çalıştığımız temel bir oyun planımız var. Bu plan içerisinde, oyuncularımıza özgürlük tanıyor ve kendi karakterlerini yansıtmalarını bekliyoruz.

ZE: Yetenekli sporcularla çalışıyorsunuz. Onlarla iletişiminizi nasıl sağlıklı tutuyorsunuz? Oyuncu grubunu bir hedefe motive etmek için neler yaparsınız?

AK: Çözüm bulmak için beraber çalışıyoruz. Ne olması gerektiğini söyleyen her zaman ben olmuyorum. Bence, antrenörlük değişti. Çok daha işbirlikçi bir hál aldı. Çözümü bulmak için beraber çalışıyoruz ve şanslıyız ki oyunu anlayan oyuncularla birlikte çalışıyoruz. Biliyorsunuz, bu oyunu 15 yıl önce oynadım. Ama oyun benim zamanımdaki gibi değil, çok ilerledi. Bazen oyunu, benim gördüğümden farklı görebiliyorlar. Ancak aynı zamanda, kendi küçük alanlarına konsantre olan oyuncuların aksine, sahadaki 15 oyuncu hakkında da genel bir izlenim elde edersiniz. Oyun planı hazırlarken, takımın tüm parçalarıyla birlikte hareket ediyoruz. Oyun planımızın çerçevesinde, yeteneklerini göstermelerini istiyoruz. Benim fikirlerim var, onların fikirleri var ve tüm ekip için bir plan formüle etmek üzere bir araya geliyoruz. Yani onlara ne yapmaları gerektiğini söylediğim günleri, geride bıraktılar. Günümüzde birçok oyuncu, benim ve diğer oyuncular için verilerle birlikte takıma sunum yapıyor. Bazı küçük gruplarımız var: hücum liderleri, savunma liderleri, forward liderleri. Oyunu oynamaya başladığımızda sahada koçluk yapan, oyunu yönlendirip, çözüm bulan, kendi bölgesindeki sorumluluğu alan iki veya üç oyuncumuz sahada oluyor. Bir oyun planınız olsa da ilk kontaktan sonra işlerin değiştiğini fark edebilirsiniz. Suratına bir yumruk yiyene kadar herkesin bir planı vardır. Bu çok doğru ve işler, ragbide de farklı değil. Bir plan yapmışsınızdır, ancak oyuncular farklı bir yolu savunur. Eğer oyuncular, ne yapacaklarını söylemesi konusunda antrenörlerine güveniyorlarsa, problemi oynarken çözebilirsiniz. Elbette, uygun olduğunu düşündüğümüz tüm mesajları oyuncularımıza göndeririz. Oyuncularımızı geri bildirim, fikir belirtme, soru sormak gibi sorumlulukları almaları için yetkilendirmemiz gerekiyor. Bazen bir görüntü gösterip, sorular soruyoruz. Böylece oyunu anlıyorlar ve aralarında daha çok toplantı yapıyorlar. Karşılıklı bir etkileşim oluyor. Bu durum, onlara ne yapmaları gerektiğini söylememden daha etkili. Sınıf toplantıları da görüntü analizleri kadar etkili. Sorunu, beyin fırtınası yaparak çözmeye çalışıyorlar.

ZE: Bahsettiğiniz gibi temel beceriler çok önemli. Bunun dışında, hangi becerilerin bir gencin geliştirmesi gereken en önemli kazanımları olduğunu söyleyebilirsiniz? Bu, ragbi dışında da olabilir.

AK:  Bahsettiğimiz teknik ve fiziksel beceriler, takım olarak çalışacağınız oyun planı ve oyunun asla düz bir çizgide oynanmadığını anlayacağınız zihinsel beceriler. Her şeyin çok iyi gittiği zamanlar olacak. İniş ve çıkışların yaşandığı zamanlar da… Oyunun momentumunda rakibiniz geri geldiğinde, zor anlarda birlikte olmanız gerektiğini anlayacaksınız. Bu birliktelik, sizin ne kadar sıkı bir takım olduğunuzu gösterecek ve iyi oynarken, kaç sayı yapabileceğinizi bileceksiniz. Bu yüzden, dayanıklılığın anahtar olduğunu düşünüyorum. Kariyeriniz boyunca öğrendiğiniz becerilerin, çalışkanlığın, ekip çalışmasının takım performansınız üzerinde büyük etkileri olduğunu düşünüyorum. Oyunun %95’i topun dışında gerçekleşiyor. Pas yakalamak tabii ki önemli. Ama topun dışında yaptıkların: pozisyona geri dönmek, iletişim, hücumda defans oyuncusunu üzerine çekmek, başkası için alan yaratmak, yerden kalkıp desteğe devam etmek, savunmada sağınla solunla bağlantıda kalmak… Biliyorsunuz, topsuz oyunda çok fazla yapacağınız şey var. Oyuncular, bazen videoları izlerken, top ile ne yaptıklarına bakıyorlar. Aslında oyunun büyük bölümü topsuz alanda. Yaptığımız şey, arka sahada alan yaratmak ve bu sürekli öğrenilen bir durum. Yeni kurallarla, oyunu bilenlerle öğrenim devam ediyor. Yeni kuralların gelmesi oldukça teşvik edici oluyor. Problemleri çözmeniz ve bunların üstesinden gelmek için bir yol bulmanız gerekiyor. Ekipçe çalışıyor ve fikirlerinizi paylaşıyorsunuz. Koç grubuyla beraberken oyunu farklı bir gözle görüyorsunuz. Oyunculara net bir mesaj vermemiz burada çok önemli. Kendimizi sürekli yeniler ve hepimizin hemfikir olduğu bir çözüm buluruz.

ZE: Türkiye’deki kamp koşullarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz? Tesisler, hava koşulları vs. Oyuncularınız üstesinden gelebildiler mi?

AK: Burada harika zaman geçirdik. Türk Halkı daha dostça davranamazdı. Belek merkezine inme şansını yakaladık. Orada alış veriş yapabildik. Bütün aileme Noel hediyelerini oradan aldım. İnsanlar çok iyi davrandı. Sahile indiğimizde, çok güzel bir ortam ve harika insanlar vardı. Kesinlikle harika bir tesiste çalıştık. Tüm spor branşları için bu tesisi tavsiye edebilirim. Hatta bizim sahanın yan tarafında çalışan olimpik bir uzun atlamacı da vardı. Yemekler inanılmazdı. Türk yemekleri çok lezzetli. Burası kesinlikle geri gelinecek bir yer. Türkiye’deki yeni nesil oyuncular, Avrupa’nın diğer ülkelerinde neler olup bittiğini görmek için gelsinler. Gürcistan, faydalanabileceğiniz bölgesel bir avantaj. Bu, daha küçük ragbi ülkelerinin gelişmesi ve insanların oyunda kalması için bir fırsat. Türkiye’deki oyunu birlikte büyütür ve belki bir gün uluslararası bir karşılaşma için Cardiff’e gelirsiniz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu