Ragbi Günlükleri 121
Yaz aylarında 7’li ragbi maratonunu yaşadıktan sonra Ekim ayı, 15’li ragbide Avrupa mesaisinin habercisi. Ekim ve Kasım ayları içerisinde, Rugby Europe(Avrupa Ragbi Birliği) organizasyonlarında ülkeler sahaya çıkıyor. Geçtiğimiz cumartesi günü 15’li Ragbi Milli Takımımız, Bosna Hersek deplasmanındaydı. Ragbi Günlükleri’nin 121. sayısında, 15’li Ragbi Milli Takımımızı konuşacağız.
Avrupa Ragbi Birliği’nin 15’li ragbide 4 klasmanı bulunuyor: Championship, Trophy, Conference 1, Conference 2. Bizim milli takımımız, en alt klasman olan Conference 2’nin Güney Grubu’nda mücadele ediyor. Grubumuzdaki rakiplerimiz Sırbistan, Bosna Hersek ve Karadağ. Geçtiğimiz sezon bu takımlar arasında Bulgaristan da bulunuyordu. Onlar; grup lideri olarak Conference 1’e yükselirken, kalan takımlar 2022-23 sezonunda rekabete devam edecekler. Gruptaki direkt rakiplerimiz olarak Karadağ ve Bosna Hersek gözüküyordu. İlk sınavı Bosna Hersek karşısında verdik ve bu yazımızda maç hakkında konuşacağız.
Hazırlık sürecini İstanbul Avcılar’da geçiren milli takımımız, Koç Cherokee Slyvain Ngue gözetiminde çalıştı. Eski milli sporcumuz Mihraç Ertürk de takım menajeri olarak kafilede yer aldı. İlk defa milli takım formasıyla tanışan sporcularımızın da olduğu bu kadro, yapılan seçimleriyle yine tartışıldı. Önce 7’li ragbi olimpik havuzdaki oyuncuların 15’li ragbi oynayamayacağı açıklandı. Sonrasında bu karardan vazgeçilerek, bu oyuncular kadroya dâhil edildi. Ulusal ligimizin tamamlanabilmiş grup maçlarında, başarılı sonuçlar alan takımlardan bir-iki oyuncuyu milli takımda görürken; bu takımların gerisinde kalmış, oyun bilgisi zayıf takımlardan daha fazla seçimler yapılmıştı. Kulüplerden istenen oyuncu önerilerinden yapılan seçim var mıydı bilmiyorum ama bizim oyuncu önerimiz dikkate alınmamıştı. Kadroda, 15’li ragbi maç tecrübesinin olduğundan emin olmadığım, bu sene hiç 15’li ragbi oynamamış bir isim de vardı. Tüm bunları alt alta koyduğumuzda, adil bir seçim ortamından şüphe ediyoruz.
Uzun otobüs yolculuğu ile Bosna Hersek’e ulaşan Milli Takımımız, 1 Ekim Cumartesi günü şu isimlerle sahadaydı: Uğur Özkan Baş, Ahmet Özel, Ukbe Çelik, Yusuf Tunç, Mesut Akça, Cihangir Yalçın, Samet Günaydın, Oğuzhan Tirendez, Yusuf Sarıcan, Ömer Faruk Pir, Ramazan Tomruk, Aykut Kanaçlar, EtemSeydioğlu, Burak Özkan, Eyüp Ensar Daş, Ahmet Tarık Tekin, Alperen Güneş, Orhan Akbaba, Kerim Cömert, Musa Gasanov, Yalçın Işık, Caner Ark, Birkan Kırnapçı.
Beklenen maç, Türkiye’nin vuruşuyla başladı. Bosna Hersek takımı, maçın başında baskı kurmaya çalışıyor, sık sık Türkiye’nin 22 metre çizgisi içerisinde oyun deniyordu. 5 metremize kadar olgunlaştırdıkları ataklarını, yaptığımız etkili savunmalarla savuşturduk. Oyunun hücum kısmındaki ilk ciddi atağımızı, kazandığımız top ile gerçekleştirdik. Kanada kadar etkili açılan topta, yapılan knock on biz izleyenlere saç baş yoldurdu. İlk ciddi try tehlikemiz bu pozisyonda oluştu. 8. dakikada, maçtaki ilk sayılar Türkiye’nin penaltı vuruşu sonrasında geldi. 3 puanı hanesine yazdıran takımımız, skor olarak açılışı yapıyordu. Bu sayı sonrası Bosna takımının yaptığı başlama vuruşunu karşılayan millerimiz, 22 metre içerisindeki ilk aksiyonlarından sonra topu, boxkick ile uzaklaştırmalıydı. Bunun yerine oynamayı tercih edip, risk aldılar ve bu risk, top kaybına neden oldu. Baskın forvet oyunlarıyla denemeye devam eden Bosna Hersek, 12. dakikada ikinci kez 5 metremize kadar gelmişti. Ancak Türkiye’nin etkili savunması devam ediyordu. 20. dakikada, rakibimiz de 3 puanlık bir vuruş yapıyor ve maçta skor eşitleniyordu. Süre akıp geçerken, maçtaki ilk try 31. dakikada yaşandı. 5 metremizde lineout kullanan Bosna Hersek, yaptıkları başarılı maul ile takımımızı bir noktaya toplarken, devamında yapılan pasla savunma hattımız kırıldı ve skor 8-3, Bosna lehine döndü. 37. dakikada, Bosna sayısına cevap vermek isteyen millilerimiz, bu amaçlarına çok yaklaştı. Rakip 5 metreye topu taşıyan takımımız, yapılan top kaybı ile hayal kırıklığı yaşattı. Denemelerine devam eden Türkiye’de, yapılan hatalardan dolayı sonuç alınamazken; 40. dakikada kazanılan penaltı kaleye vurulmayarak, geçmişten ders çıkarılmadığı da anlaşıldı. Yusuf’un fantezisi(rakibinin üzerinden chipkick denedi) gerçekleşmezken, bizlere de ‘‘Neden?’’ sorusunu sormak düştü.
İlk yarıyı genel olarak değerlendirecek olursak, Bosna Hersek takımının forvet oyunlarıyla birlikte daha etkili bir ilk yarı geçirdiğini söylemeliyiz. Rakibin forvet oyunlarına direnmeye çalışan ekibimiz, etkili savunmalar ortaya koyarak, ilk yarıda daha fazla try yememizi önlemiş oldu. İlk yarının büyük bölümünde savunma yapmış olmak takımımızı yıpratırken, savunmada yaşanan yorgunluğun, oyunun hücum kısmına da yansıdığını söyleyebiliriz. Yaptığımız çok basit hatalar, oyunu bir noktaya taşımamızı engellerken, iki defa rakip 5 metreden dönmek, biz izleyenler gibi oynayan oyuncularımızın da moralini bozmuş olmalı. Rakibimize daha az penaltı vermeliydik. Kazanılan her penaltı, lineout olarak rakip tehlikesine dönüştü ki yediğimiz ilk try bir lineout sonrası geldi. 10 numara mevkiinde oynayan Ömer Faruk’un, ruck başında 3-4 kez tackle yapması, forvetlerimize eksi yazar. Yediği darbeler sonrası bir süre sakatlık da geçirdi Ömer Faruk. Takımımız adına ilk yarının en etkisiz oyuncusu Eyüp Ensar Daş’tı. 15 numara(fullback)) gibi önemli bir pozisyonda maça başlayan Eyüp, yaptığı kritik hatalarla takımımıza sıkıntı yaşattı. Handling hatalarını bir kenara koyarsak, yakalayıp vurduğu kick sonrası koşmaması ve bütün takımı offside bırakması, rakibin penaltı kazanmasına sebep oldu. Kendi adıma, Eyüp’ü, kanat dışında bir mevkide düşünemiyorum. Koç Cherokee, eğer bu yazıyı okuyorsan, 15 numara pozisyonu için sana bir oyuncu önermek istiyorum. Gerçi federasyona resmi yazıyla bu ismi göndermiştim: Ömer Şahin. Bir deneyin, pişman olmayacaksınız.
İkinci yarının başında takımımızdan reaksiyon beklerken, Bosna Hersek takımının agresifliğini gördük. İkinci try için oyuna hızlı başlayan Bosna takımı, 50. dakikada amacına ulaştı. Yeni gelen 50-22 kuralının ekmeğini yiyen Bosna, kendi yarı sahasından vurduğu topun bizim 22 metre çizgimiz içerisinde sekip çıkması üzerine lineout kazandı. Forvetlerinin üstünlüğünden faydalanarak skoru 15-3’e getirdiler. Türkiye ise aradığı sayıyı, 60. dakikada, topu bir kanattan diğerine hızlıca taşıyarak buluyordu: 15-8. Farkın kapanacağına dair umutlarımız yeşermişken, yaptığımız handling hatası sonrası Bosna Hersek forvetleriyle bir sayı daha buldu: 22-8. İlk başarılı lineoutumuzu 69. dakikada yaptık ve rakibin topunu çalarak sayıya ulaştık. 60’lı dakikalar, art arda sayılarla geçilirken; 70’li dakikalar, Türkiye’nin ümitsiz oyununa sahne oldu. Elimizdeki topun kıymetini bilmeyerek, basit hatalar yapmaya devam ettik. Maçın sonunda gelen son penaltı vuruşuyla skor, 25-13 Bosna Hersek lehine sonuçlandı.
Oyunun hızı arttığında sorun yaşayan Bosna Hersek takımı, forvet üstünlüğünü iyi kullanarak maçta üstün taraf olmayı başardı. Bizim kuvvetli yönümüz olan açık saha oyunları, yapılan basit hatalarla sonuçlandırılamadı. Yenilen 25 sayıya rağmen, daha fazlasını yemekten yaptığımız etkili savunma kurtardı bizi. Rakibimizi birçok kere 5 metremizden geriye çevirdik. Lineoutlardaki Bosna Hersek üstünlüğü, scrumlarda yerini dengeye bırakmıştı. Rakip scrum çalamasak da kendi scrumlarımızı kaybetmedik.
Bundan sonrası için neler yapabiliriz? Oyun oynamak istiyorsak, mutlaka handlig hatalarını halletmeliyiz. Çalıştığımız ne varsa, gerçekleştirmemize engel oluyor bu hatalar. Güçlü olan tarafımız açık oyuna daha fazla çalışmalıyız. Ancak, forvet kısmını ihmal etmemeli, iki tarafı dengelemeliyiz. Scrumlarımız maçta bizi idare etse de lineout olarak çok eksiğiz. Rakibin iki sayısının bu yolla geldiğini unutmamalıyız. Fırsat geldiğinde sayıları 3’er 3’er de toplamayı bilmeliyiz. Geçmişte bunun tecrübesini acı olarak yaşamıştık. Pozisyon ve oyun bilgisi yüksek oyuncuları tercih etmeli, doğru seçimler yapmalıyız.
Grubumuzdaki ikinci maçı, 15 Ekim Cumartesi günü Sırbistan ile oynayacağız. Trabzon’un ev sahipliğinde oynanacak maçın, TRT Spor Yıldız’dan canlı yayınlanması bekleniyor.
