Büyük Zafer 101 yaşında!
Edirne’de 30 Ağustos Zafer Bayramı coşkuyla kutlandı. Atatürk Anıtı’na çelenk bırakılmasıyla devam eden 30 Ağustos Zafer Bayramı etkinlikler, Edirne Valiliği’nde Edirne Valisi Yunus Sezer’in tebrikleri kabul etmesi ile devam etti. Sonrasında Atatürk Bulvarı üzerinde devam eden etkinliklerde Vali Sezer, 54’üncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Berat Acar ve Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan askeri araç üzerinde halkı selamladılar. Etkinlikler, Edirne Belediyesi Halk Oyunları Ekibi’nin gösterisi ve tören geçişinin yapılmasıyla sona erdi.
Edirne’de Zafer Bayramı kutlamaları
30 Ağustos Zafer Bayramı, Edirne’de etkinliklerle kutlandı. Edirne Valiliği, Edirne Belediyesi, 54’üncü Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, kamu kurum ve kuruluşları tarafından Atatürk Anıtı’na çelenk bırakıldı. Anıtta, Edirne Belediye Bandosu eşliğinde şehitlerin anısına saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okunmasının ardından Atatürk Anıtı’ndaki tören sona erdi.
Sonrasında Edirne Valisi Yunus Sezer, 54’üncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Berat Acar ve Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Edirne Valiliği’nde düzenlenen törenle 30 Ağustos Zafer Bayramı tebriklerini kabul ettiler. Etkinlikler Atatürk Bulvarı, Orduevi mevkiinde düzenlenen geçit töreniyle devam etti. Vali Sezer, Garnizon Komutanı Acar ve Belediye Başkanı Gürkan askeri araca binerek Atatürk Bulvarı üzerine halkı selamladılar.
Etkinlikte, İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından günün anlam ve önemine yönelik konuşmayı Tankçı Yüzbaşı Ali Kemal Ateş yaptı. Yüzbaşı Ateş; 101 yıl önce kazanılan bu zaferin tarihte eşine az rastlanır olduğuna vurgu yaparak; “Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına temel teşkil eden 30 Ağustos 1922’de kazandığımız büyük zaferin 101’inci yılını kutlamanın, haklı gurur ve heyecanını yaşıyoruz. Asil Türk milleti, kahraman Türk ordusu ile birlikte varlığına ve vatanına kastedenlere karşı 101 yıl önce bugün, kahramanlık ve şeref dolu tarihinden aldığı kudretiyle yeniden dirilerek, topyekûn bir varoluş mücadelesi sonucunda, tarihte eşine az rastlanır bir zafer kazanmıştır. Aziz yurduma ve bağımsızlığına kasteden işgal kuvvetleri karşında, Türk ordusunun ortaya koyduğu eşsiz bir destan olan bu zaferin her safhası tek tek düşünülmüş, hazırlanmış ve yönetilmiştir. 1900’lü yılların başlarında meydana gelen büyük devletler arasındaki çıkan çatışmaları, dünyada gelişen yeni fikir akımları, sanayi gibi gelişmeler ve 1’inci Dünya Savaşı sonrası müttefiklerin aldığı ağır yenilgiler sonrası Mondros Mütarekesi imzalanmış, imzalanan anlaşmayla bin yıldır üzerinde kan dökerek, can vererek yurt edindiğimiz Anadolu toprakları, o dönemin büyük devlet ve onların maşaları tarafından işgal edilmiş, ayrıca tarihimize kara bir leke olarak geçen Sevr Antlaşması da ulusumuza dayatılmıştır” dedi.
Atatürk’ün ‘Ya istiklal ya ölüm’ sözünü hatırlatan Yüzbaşı Ateş, bağımsızlık mücadelesinin bu sözle başladığının altını çizdi. Yüzbaşı Ateş; “İşgal kuvvetleri girdikleri her yerde, adete tarihi kinlerini kusarcasına kadınlarımıza, yaşlımıza, çocuklarımıza dünyada eşine az rastlanırcasına işkence, zulüm ve hakaretlerde bulunmuşlardır. İşte böylesine umutsuz görülen, üzerimizde kara bulutların dolaştığı bir ortamda, Mustafa Kemal Paşa ve onun dava arkadaşları bağımsızlık meşalesini yakarak ‘Ya istiklal ya ölüm’ parolasıyla aydınlığa giden yolu aralamışlardır. Bu bağımsızlık ve aydınlık mücadelesinin ilk hedefi; ‘Son neferine kadar, düşmanı güzel ve kutsal vatanımızdan atmak’ şeklinde belirlenmiştir. Özellikle Sakarya Meydan Muharebesi de hedefimize ulaşmakta muktedir olduğumuzu, milletimizin istiklali uğruna mücadeleye devam edileceğini ispatlamıştır. Artık dünyanın en kahraman, en mücadeleci devletine düşen görev; Düşmansa son darbeyi vurmak olmuştur. Mustafa Kemal Paşa’nın başkomutanlığı altında Türk kuvvetleri, düşmana beklemedikleri bir yerden taarruza geçerek, stratejik sahada düşmanı aldatmayı başardı. Avrupalıların ‘5-6 ayda geçilemez’ dediği Afyon mevzilerini 3 günde geçerek, 30 Ağustos’a gelindiğinde düşman birliklerinin büyük bölümü imha edildi” şeklinde konuştu.
Yüzbaşı Ateş, Büyük Taarruz’u muhteşem kılan unsurun milletçe top yekun savaşılması olduğunu kaydetti. Yüzbaşı Ateş; “Bu büyük zafer ile düşmana son darbe de vuruldu. Ardından icra edilen harekat ile 9 Eylül’de düşman İzmir’de denize döküldü. Dünya tarihçileri, Büyük Taarruz için şu ifadeyi kullanmışlardır; ‘Türkler Mohaç Meydan Muharebesi’nden yüzyıllar sonra yine parlak bir imha muharebesi kazandılar. Bu muharebelerde Türk ordusu çok kısa bir sürede kendisinden üstün düşman kuvvetinin büyük bölümünü imha ve esir etmiştir.’ Askeri açıdan bir diğer önemli husus da günün şartlarında bir ordunun 10 günde 500 kilometrelik mesafeyi yaya olarak ve savaşarak katetmesidir. 30 Ağustos’un gerçek anlamını ve dönemini, büyük zaferin 2’nci yıldönümünde Dumlupınar’ın Çal tepesinde yapılan törende Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği söylevde görürüz; ‘Hiç şüphe etmemelidir ki, yeni Türk devletinin, genç Türk Cumhuriyeti’nin temeli burada taçlandırılırdı. Bu sahada akan Türk kanları, bu semada uçan şehit ruhları devlet ve cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır.’ Harpler, yalnız karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir. Meydan muharebesi, milletlerin bütün mal varlığı ile ilim ve fen alanlarındaki yükselmeleriyle, ahlaklarıyla, kültürleriyle, kısaca bütün maddi ve manevi kudret ve faziletleriyle çarpıştığı bir imtihan meydanıdır. İşte kazanılan zaferi muhteşem kılan unsur, harbin kadın, çocuk, yaşlı demeden milletçe top yekun bir savaş olarak icra edilmiş olmasıdır” diye konuştu.
30 Ağustos Zaferi’nin Türk milletinin son neferine kadar savaşacağını kanıtladığını ifade eden Yüzbaşı Ateş; “Türk ulusu bu meydan da ulu önderin liderliğinde alnının akıyla çıkmayı başarmıştır. Türk tarihine altın harflerle yazılan bu zaferin günümüze kadar yansıyan çok siyasi ve askeri sonuçları olmuştur. Bu sonuçların günümüze de yansıdığı gözlemlenmektedir. Bu zaferle, Türk ulusunun son neferine kadar yok edilmedikçe, Türkün istiklalinin elinden alınamayacağı, Türklerin yalnız askerleriyle değil, milletiyle top yekun olarak savaştıkları bir kez daha ispatlanmıştır. Bugün dünyanın sayılı askeri güçlerinden biri olan silahlı kuvvetlerimiz her zaman, her yerde ve her şartta verilecek görevleri ifaya hazırdır. Milli egemenlik, milli şuur ve tam bağımsızlık esaslarına dayanan Atatürk ilkeleri, bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de Türk Silahlı Kuvvetleri’ne rehber olmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.
Yüzbaşı Ateş tarafından yapılan konuşmanın ardından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlama metni, katılımcılara okundu. Sonrasında Edirne Belediyesi Halk Oyunları Ekibi tarafından hazırlanıp sunulan yöresel folklor gösterisi, izleyiciler tarafından büyük beğeni topladı.
Etkinlikler, Edirne Belediye Bandosu eşliğinde tören geçişinin yapılmasıyla son buldu. Adem Batuhan SEVER- Damla GÖÇ AKYÜZ
