Babam, bir keskin kalem ve cevapsız sorular

Adını evimizde bulunan kütüphanede dizili kitap serisinde gördüğüm, her 24 Ocak tarihinde rahmetli babamın gözleri dolu, yakasında fotoğrafıyla eve döndüğünde ilk kez gördüğüm büyük gözlüklü adam…

Yaş aldıkça, kitaplarını ardı ardına okuyup, o yaşımda anlamaya çalıştığım ve daha çok küçük yaşlarımda kitapta yazdıklarının çoğunun altını çizerek -ilgili kişi olarak gördüğüm- babama sorarak, aslında öğrenmeye çalıştığım adam…

İnternetin evimize gelmesiyle araştırıp daha fazla bilgi edinmeye çalıştığım, daha fazla yazılarına ulaşmak istediğim, hala neden öldüğünü kim tarafından öldürüldüğünü bilemediğim(!), anlayamadığım(!) adam…

Büyük gözlüklü birini her 24 Ocak günü babamın kabanının sol üst köşesinde duran fotoğrafından, kütüphanemizdeki sıra sıra dizili kitaplarında yazan adından tanımak. Uğur Mumcu.

Aile toplantılarında Selda Bağcan teypten Uğur’lar Olsun derken, aile fertlerimin en mutlu günümüzde olsak bile gözleri neden dolardı, sert mizaçlı babamın bile gözlerinden neden yaşlar akardı, bir önceki türküye eşlik eden ağızlar bir sonraki Uğur’lar Olsun türküsünde neden bağlanırdı, sus pus olurdu masadakiler… O yaşlarda anlamasam da şimdi çok daha iyi anlıyor aynı duyguyu yaşıyorum.

Belki size çok romantik gelebilir bu anlattıklarım. Ama bu gözlem ve izler romantizmin de dışında.

***

Araştırmacı gazeteci denildiği zaman akla gelen, yolsuzluk masasısın kırılmaz kalemi Uğur Mumcu hali hazırda gazetecilikte meslek ekolüdür.

Edirne’de mesleğe başladığımda 24 Ocak’ta Uğur Mumcu anmasında meslektaşlarımız ne yapacak diye merakla bekledim. Ne yazık ki yapılan şuydu: Uğur Mumcu Parkı’nda CHP Edirne İl Örgütü tarafından anma etkinliği düzenlenecek. Gittim, hem olayı haberleştirmeye hem de gözlemlemeye, merak ettim. Uğur Mumcu Parkı’nda bulunan büste karanfil koyulurken, biz gazetecilere ‘önce siz buyurunuz’ dendi. Tamam, buyurduk (!), CHP İl Örgütü’nün dağıttığı karanfilleri(!) basın şehidi, meslek büyüğümüz Mumcu’nun büstüne koyduk, saygıyla andık.

İyi, güzel hoş ama basın meslek örgütleri neredeydi? Edirne’de bulunan meslek büyüklerimizin taşıdığı o bayrak neredeydi? İşte onu çözemedim, cevaplayamadım. Neden meslek büyüğümüz basın şehidi Uğur Mumcu’nun anmasında bize buyurunuz(!) denildi de lütfedildi.

Anlayamadığım (!), aslında belki de mantıklı bulamadığım konulardan biri de budur bu şehirde.

Ve ben her 24 Ocak’ta Edirne’deki basın meslek örgütlerini, meslek büyüklerimizi düşüne dururken, Uğur Mumcu Parkı’ndan geçer ve tebessüm ederim. Hep aklımda (!)

Dediğim gibi yukarıda yazdıklarım romantizmin de dışında.

***

Sanıyorum ki bir çocukken bana sorgulamayı öğreten özellikle her soruma yılmadan usanmadan cevap veren babamla- bu konuda cevap verebileceğini düşünerek- ‘Uğur Mumcu’yu neden öldürdüler, kim öldürdü?’ diye sorduğumda Uğur’lar Olsun ağıtındaki gibi ağzı kilitlenen babam aynı kişi değildi sanki.

Büyüdükçe öğreniyor ya insan, türkü ile ağıt arasındaki farkı, aynı ağıtın aynı nakaratında ağızların neden kilitlendiğini ve sakıncalı piyadeleri…

Babamla aynı konumdayım şimdi.

Uğur Mumcu’yu araştırıp bir soruyu cevaplayamazken devamında Gaffar Okkan’ın da öldürülmesiyle bir cevapsız soru daha ortaya çıkıyor… Ne zaman sorsam kendime bu soruları, düşünsem ağzım kilitlenir. Geriye kalıyor belki de cevapsız sorular.

***

Yıl 1993’ü gösterdiğinde Ankara’da evinin önünde öldürülen meslek büyüğüm Araştırmacı Gazeteci, Yazar Uğur Mumcu’yu, 2001 yılında Diyarbakır Emniyet Müdürü iken hâlen meçhul olan bir suikast sonucu hayata gözlerini yuman Gaffar Okkan’ı sevgi, saygı ve minnetle anıyorum.

Hüzünlü bulutlar yoldaşınız olsun…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu