Ağustos’ta üşüyenlere…

Sevmiyorum Ağustos’u… 

Benim gibi birçok insan da sevmiyor biliyorum.17 Ağustos’ta yitirilen onca can. Onca öksüz yetim kalan çocuklar, aileleri dağılanlar, benim gibi Ağustos sıcağında üşüyenler…

Bugün ilk kez yazarken daraldım. En yakın dost olan kâğıt kalem ağır geldi. Tutamıyorum.

Tutunamıyorum şu anın saatlerine. Kelimelerim kifayetsiz kalıyor. Oğuz Atay’ın romanındaki gibi… Bazen ben de bir trene binip sessizce gitmek ve uzaklaşmak istiyorum.

Olmuyor. Bu düşünceler hep satır arasında boşluk dolduruyor. Okunmasını istediğiniz bir yazının alengirli cümleleri gibi. İnsanların düşlerine burnunuzu sokmak misali. Sadece akılda kalıyor.

Özlediklerim var çok özlediklerim. Akıtamadığım gözyaşımda sakladıklarım, burnumun sızısında bir avuç toprakta yaşattıklarım var. Bundandır sevmem saksıda açan çiçekleri belki de.

Sesimi duyan var mı? Bu cümle de Ağustos ayından yadigâr bize…

Acıyı ama aynı zamanda acının içindeki umudu hissettirdi herkese.

Ben de ise, sesini duymak istediklerimi, hasretliklerimi, içimdeki yangını alevlendirdi. Bir yanım iğde kokusu, bir yanım ise yazılamayacak kadar ağır bir leş misali…

Tabi her zaman hüzün olmuyor ama hissediliyorsa da sonuna kadar yaşamak lazım.

Yaşadım.

Sonrasında ise Doğa Ana’ya bir de Gök Baba’ya sığınır, yüzünüzü güneşe dönersiniz. Bırakın gölgelerdekiler ardınızda kalsın, arkanızda yaşasın.  Çünkü hayat kaybettiklerimizin hesabını sonradan koyuyor önümüze.

Hem de öyle bir hesap soruyor ki. Bu yaşa gelene kadar yapılan hatalar, hatta iyilikler bile canınıza ot tıkıyor. Bu kadar içim yanmasaydı, bu kadar eksik kalmasaydım zamanda, yine böyle mi olurdum bilemiyorum…

Sorgulamıyorum, zaten bunu yapmayı bırakalı çok oldu. Sadece şunu yazabilirim kendimi doğru ifade edemediğim zaman içimdeki göç beni çılgına çeviriyor.

Bir ayaklanma başlıyor ki gazabından korkun derim.

Ama şuan Tanrım beni seviyor. Radyoda Hümeyra; Kördüğüm…

Ağustos’ta üşüyenlere inat, sımsıcak sesiyle her şeyi özetliyor!

Öyle uzak ki yerim uzakları aşıyor

Bütün özlediklerim benden ayrı yaşıyor

Ya her şeyim ya hiçim, sorma dünyam ne biçim

Bir kördüğüm ki içim çözdükçe dolaşıyor…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu