İyi ki Cumhuriyet!

Türkiye Cumhuriyeti, çok eski bir devlet aklının ürünüdür. Binlerce yıldır süregelen Türk toplumlarında, sistemler her zaman değişti ancak devlet aklı, devlete ve otoriteye saygı hep baki kaldı. Türk devletleri en güçsüz zamanlarında bile güçlü liderler çıkarmayı başarmıştır. Dönemin batı toplumları tarafından zamanını doldurduğu düşünülen ve tabiri caizse bölünmeye hazır bir pasta gözüyle bakılan Osmanlı Devleti, yönetim açısından zayıflamış, İstanbul’u işgal eden İngiliz ordularına göz yummuş olsa da başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere İsmet İnönü, Fevzi Çakmak, Fahrettin Altay, Kazım Özalp, Refet Bele, Rauf Orbay, Kazım Karabekir, Fethi Okyar, Ali Fuat Cebesoy ve daha nice cumhuriyet kahramanını yetiştirmeyi başarmıştır.

Saydığım isimlerin hepsi kurulan genç cumhuriyetin siyaset arenasında Atatürk ile aynı safta yer almamalarına karşın Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda üzerlerine düşen görevi yaparak, memleketi işgalci devletlerden kurtarmak için var güçleriyle savaşmışlardır. Siyasette Atatürk ile aynı görüşte olmak zorunda değillerdi zaten. Siyasi görüşler geçicidir, ama sınırları çizilen Edirne’den Hakkari’ye, Muğla’dan Artvin’e uzanan vatan bizimdir.

Atatürk, cumhuriyete karşı da büyük bir muhalefetle karşılaştı. Payitahtı devam ettirmek isteyip, tahta yeni padişah çıkarmak isteyen paşalar da oldu. Ne demiştik; Türk milleti otoriteyi sever, bugün de seviyor. Osmanlı Devleti’nin yerine Türkiye Cumhuriyeti kurulunca otorite sevdası bitmedi. Atatürk cumhuriyetin ilk yıllarında, Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde yerel feodal düzenlerle de savaştı. Cumhuriyetin ilk yıllarında ağalar, şeyhler vesaireler tarafından onlarca isyan çıktı.

İşte tam da bu yüzden cumhuriyeti istedi Atatürk. O, Türk milletinin ağalar, şeyhler, paşalar, padişahlar altında eğilip bükülmesini istemedi. O, Sivas’ın bir köyünde doğan bir kız çocuğunun bile ileride seçilerek Türkiye Cumhuriyeti yönetiminde söz sahibi olabileceği bir sistem getirdi. Monarşileri düşündüğünüzde, feodal düzenleri düşündüğünüzde böyle bir şey mümkün mü? Elbette değil. Bugün yeterli donanıma ulaşan biri milletvekili olarak meclise giriyor, siyasi partilerin başına geçebiliyor ve hatta ülkenin başına bile geçebiliyor. Bence bunun için birilerine teşekkür etmemiz gerekir.

Cumhuriyet yolunda hayatını kaybeden herkese Allah’tan rahmet diliyor, bizi bugünlere taşıyan, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm silah arkadaşlarına, cumhuriyette ısrar eden herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Cumhuriyetle kalın.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu