80 yaşında 3’üncü üniversitesini bekliyor

Okumanın yaşı olmadığını bir kez daha hatırlatan 80 yaşındaki Şevki Kılıç, tekrardan üniversite okumaya hazırlanıyor. Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden 2019’da mezun olan Kılıç, bu yıl da YKS’ye girerek, okumak istediği Arkeoloji bölümünü tek tercih olarak yaptı. Memuriyet hayatı dolayısıyla liseyi de açıktan 1985 yılında bitiren Kılıç, tarihe merakının da babasının 1’inci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sırasında yaşadıklarından kaynaklandığını kaydetti.

Trakya Üniversitesi Tarih Bölümü’nden 2019 yılında mezun olan 80 yaşındaki Şevki Kılıç, gazetemize açıklamalarda bulunarak, bu yıl tekrardan sınava girdiğini ve sadece Arkeoloji Bölümü’nü tercih ettiğini kaydetti. İş hayatı sebebiyle liseye gidemediğini belirten Kılıç, liseyi açıktan bitirerek 1985 yılında mezun olduğunu ve lise mezunu olduktan tam 31 yıl sonra Trakya Üniversitesi Tarih Bölümü’nü kazandığını ifade etti. Kılıç; “1951 yılında ilkokula başladım, 1956 yılında ilkokulu bitirdikten sonra 3 sene hiçbir okula gitmedim. 1959 Edirne Lisesi orta kısmına başladım. 1962’de orasını bitirdikten sonra 1 yıl yatılı olarak Edirne Erkek Öğretmen Okulu’nda okudum. Rahatsızlandıktan sonra orada okumayı bıraktım. 1977 yılında ortaokul diplomamla Devlet Su İşleri’ne memur olarak girdim. 1981-1982-1983 yıllarında liseyi dışarıdan okudum. 1983’te İstanbul’a tayinim çıktı. Orada 1985 yılında Kadıköy 50’nci Yıl Tahran Lisesi, Göztepe’den diplomamı almayı başardım. Diploma aldıktan 31 yıl sonra 2016 yılında Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nü kazandım. Daha önceden de açık öğretimde tarih okuyup, diploma aldığım için muaf derslerim dolayısıyla orasını 3 yılda, 2019 yılında bitirdim. Bu yıl, tekrar sınav için müracaat ettim ve girdim. Tek tercih olarak arkeoloji bölümünü tercih ettim. Çünkü daha önceden de 20 puanla arkeolojiyi kaçırmıştım. Diğer bölümleri okumak istemediğim için tek tercih yaptım. Şu anda yerleştirmeler açıklandıktan sonra, kısmet olursa kazanırsam, Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü’ne kaydımı yaptırmayı düşünüyorum” dedi.

BABA ŞEVKİ KILIÇ’IN MACERA DOLU HİKAYESİ

Kılıç, tarihe olan merakının, babasının 1’inci Dünya Savaşı ve İstiklal Harbi’nde yaşadığı olaylardan dolayı daha da kabardığını belirterek; “1’inci Dünya Savaşı’nda 1916 yılında babam seçmeli olarak askere gitmiş ve 1917 yılında Galiçya’da Rusları yendikten sonra, tekrar Süveyş Kanalı Harekatı’na katılıyor, fakat İngilizler arkadan, Lübnan tarafından Filistin’i sarınca babamlar esir olmuşlar. 11 ay Kahire’de esir olarak kalmış. Yunanlar, Edirne’ye 1920 yılında girmeden 3 ay önce esirlikten kurtulup, Edirne’ye gelmiş. Aynı zamanda burada da Cafer Tayyar Paşa ile birlikte Edirne’nin müdafaasına katılmış. Yunanlar, Tekirdağ üzerinden Edirne’yi arkadan sarınca, babamlar Bulgaristan’a geçmişler. Orada Trakyalı askerler kalmış, diğer Anadolu askerleri ile beraber subaylar, çekili toplar ile beraber Varna’ya gitmişler. Varna’dan da topları Anadolu’ya geçirmişler. Çünkü 1’inci Dünya Savaşı’nda Bulgarlar da bizimle beraber olduğu için ve Yunanlar Selanik’i onların elinden aldığı için bizimle beraber olmuşlar. İstiklal Harbi’nden, Mudanya Mütarekesi’nden sonra da 45 gün içerisinde Atatürk ve silah arkadaşları, İstanbul Rumları ve Batı Trakya Türkleri haricinde Edirne dahil bütün Rumları, 45 gün içinde derhal Batı Trakya’yı terk etmelerini istemiş. Babam da o zaman, köylerde Rumlar varmış, Rumlarla beraber eşyalarını götürmek için dedemden araba istemişler, babam da kendisine ‘Karaağaç’ı geçtikten sonra, öküzleri sulama bahanesiyle iplerini al. Araba ile öküzleri oralara bırak, kaç gel’ demiş. Babam da Karaağaç’ın oradaki Arda Nehri’ni geçmişler oradan da Meriç’i geçmiş, yatsı vaktinde Edirne’ye gelmiş. Ertesi gün dedem, Pazartesi Pazarı’ndan bir çift tosun almış. Evde de kırık dökük arabalar varmış. İşte bu hatıralar, bendeki tarih miktarını daha da güçlendirdi. Emekli olduktan 25 yıl sonra bir üniversiteye girdim ve kazandım” şeklinde konuştu.

‘130-140 YILLIK EDİRNE GAZETELERİNİN ÇEVİRİLERİNİ YAPMAKTAYIM’

Yaklaşık olarak 130-140 yıl önce Edirne’de basılan Osmanlıca gazetelerin çevirisini yaptığının altını çizdi ve babasının diğer çocuklarının ölmesi sebebiyle, babasının adının kendine verildiğini kaydetti. Edirne Lisesi’nde üzerinde emeği geçen hocalarını da anan Kılıç; “Edirne’de basılan 130-140 yıl önceki Osmanlıca yazılan, Edirne vilayetinin resmi gazetesini çeviri yapmaktayım. İnşallah, dijital bir gazete de çıkarmayı düşünüyoruz arkadaşlarla birlikte. Babamın adı da Şevki Kılıç’tır. Diğer çocukları yaşamayınca ‘İsminle müsemma olsun’ demişler, ‘Kendi adını koy’ demişler. Ama bizim yaşamamızın sebebi, Alexander Fleming’in penisilini bulması dolayısıyladır. O penisilini bulmasa, biz de ölüp gidecektik. Her ne kadar yabancı bilim adamlar da olsa, bilime saygı göstermek gerekir. O zamanlar ateşli hastalıklardan, basit yaralanmadan bile ölünebiliyordu. Bu durum da bize, eğitim hayatımızda hurafelere inanmamayı öğretti. Buradan da üzerimde emeği geçen Edirne Lisesi’nden hocalarım olan, Esat Onatkut, Afife Şipka, Süleyman Yuğnak, Necmiye Dağdeviren, Remziye Altay, Fatma Onar, Cahit Bey, Şevket Dağ, Ahmet Ergül, Sabiha Biranıl, Meliha Güldiken, Gönül Tunaman, Kemal İnce, İffet İnce ve Rayegan Köyatası’na çok teşekkür ederim. Ölenlere hocalarıma rahmet, kalanlara sıhhat ve afiyet, hala çalışanlara da sabır ve gayret temenni eder saygılarımı sunarım. 60 yıl önceki Edirne Lisesi orta kısım 3-A öğrencilerinden 758 Şevki Kılıç” diye konuştu. Adem Batuhan SEVER

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu