8 SANİYE…
“Güneşin galaksi içerisindeki bir tam dönüşü 255 milyon dünya yılına denk gelir. Yani güneşin bakış açısından bir insan ömrü 8 saniye”
‘8 Saniye’ filmini izleyenleriniz vardır mutlaka… 2015 senesinde filmin galasına kadar izlemiş hatta film hakkında birçok yazılar okumuştum. Geçen hafta en sonunda filmi izleme fırsatı buldum. Berlin’de yaşayan ikinci kuşak Türk-Almanlardan Esra İnal’ın gerçek yaşam hikâyesi…
Esra İnal’ın bugün tüm dünyada seminerler veren bir toltek uzmanı. Film kendi yaşam hikayesi ve oyunculuk hiç yapmamış iletişim okumuş.5 kız kardeşin en küçüğü…
Filmde kendi rüyalarının esiri olmuş bir hayat anlatılıyor.
İnsanın felsefi anlamda bir nevi uyanışı aslında.
Filmde ki en güzel mesaj “Sen kendine emanetsin!” ve “Korkma!” diyor?
“Kendini Affet”, “Korkularının altında ezilme. Kendine çok iyi bak çünkü seni, senden daha iyi anlayabilen biri yok! Çünkü kendini affetmeyen başkasını da affedemez. Biz kurban değiliz, biz hayat yolcularıyız”
Bazı sahneleri beni çok etkiledi. Bataklık sahnesi çok gerçekçiydi.
Film bittiğinde 8 saniyelik yaşamınızı sorguluyorsunuz. Güneşin bakış açısından 8 saniyelik ömrünüzde neler olup bittiğini düşünüyorsunuz.
Bir röportajında İnal “Bir güneş yılı, 255 milyon yıl sürüyor. Ortalama insan ömrünü, güneş yılına göre hesaplarsak, sadece 8 saniyeye denk geliyor. Düşünün sadece 8 saniye. Bütün bu felaketler, savaşlar, bu 8 saniye içinde yaşanıyor! Topu topu 8 saniyelik ömrümüz var. Güneşin bakış açısından bir yanıp bir sönen kıvılcımlarız. Kendimize bu kadar çektirmemizin sebebi geçici olduğumuzun farkına varamayışımız…”diyor.
Tüm yaşam mücadelemiz de bu değil mi?
İnsanın kendi fark etmesi…
Af etmesi. Sevgi ve dostluk her zaman kazanır.
Kurtuluş budur!
