Çevik, odaları ve işverenleri uyardı

7 Nisan 2016 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ‘6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’ hakkında belirtilen adaptasyon süresi 1 Ocak 2020 yılında sona eriyor. 6698 sayılı kişisel verilerin korunması kanunu, şirketlerin altyapılarında sakladıkları müşteri verilerinin bulunduğu sistemler ve altyapılarda gereken güvenlik önlemlerinin alınmasını amaçlamaktadır. Bu kapsamda yapılan bilgilendirme toplantıları devam ediyor. Son olarak Edirne Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (ESMMMO) dün ‘dijital dönüşüm sürecinde kişisel verilerin korunma kanunu ve uygulamaları’ hakkında İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Görevlisi Serkan Sünmez katılımcılara bilgiler verdi. ESMMMO konferans salonunda gerçekleştirilen bilgilendirme toplantısında üyelere kişisel veriden veri işlemek için yapılması gerekenlere kadar pek çok farklı önemli konu başlığı katılımcılara detaylarıyla aktarıldı.

ÇEVİK ODALARA SİTEMDE BULUNDU: “ÇAĞRI YAPSAK DA KATILMIYORLAR”

ESMMMO Yönetim Kurulu Başkanı Enver Çevik, konu hakkındaki toplantıların önem arz etiğini ancak çağrıda bulunduğu ETSO, esnaf odaları ve sivil toplum kuruluşlarından katılım olmadığını belirtti. Çevik: “Bu konuyu işverenleri ve esnaf odalarını daha çok ilgilendiriyor. Çağımız teknoloji çağı. Teknolojinin getirdiği olumlu yönler olduğu kadar olumsuz yönleri de var. Olumsuz yönlerden bir tanesi de kişisel veriler. Bilindiği üzere art niyetli kişiler özellikle muhasebeci gibi pek çok kişinin bilgilerini elinde bulunduran insanları hedef alıyor. Bizde bu konuda üyelerimize, 6698 sayılı kişisel verileri koruma kanunu hakkında detayları Serkan hocamız eşliğinde aktarıyoruz. Kanunun yaptırımları çok ağır, hem para cezai hem de meslekten ihraca kadar uzanan yaptırımlar var. Bu konu bizi ilgilendirdiği kadar, Esnaf Odaları ile Edirne Ticaret ve Sanayi Odası yetkililerinin özellikle işverenleri bilgilendirmesi lazım. Yani biz mindere ortaklarımızı da çekmemiz gerekiyor. Onların da bizim kadar bilinçli olması lazım ki bu süreci rahat bir şekilde sürdürebilelim. Aksi takdirde bu kanun ile ilgili gerekli bilgilendirilmeler yapılmadığında çok sorun yaşanır. Gönül isterdi ki Edirne Ticaret ve Sanayi Odası ve diğer esnaf odalarıyla, STK’larla birlikte yapalım ama biz ne kadar çağrı yapsak da katılmıyorlar” dedi.

ÇEVİK, ODALARI VE İŞVERENLERİ UYARDI

Çevik, kanun ve süreç hakkında işverenlerin ve odaların dikkatli olması gerektiğini belirterek; “Dijital dönüşüm sürecinde kişisel verilerin korunması çok önemli ve hassas bir konu. 2020 yılının ocak ayında yürürlüğe girecek. İlk olarak 2016 yılında yürürlüğe giren kanunda 3 yıl adaptasyon sürecinin sona ermesiyle 2020’de artık bir fiil uygulanacak. Örneğin karşı tarafın yapacağı bir hata ile oluşacak cezai durumdan ben neden etkileneyim. Sorumluluğu kimse üzerine almaz veya kimse ceza ödemek istemez. İşverenler bu konuya çok dikkat etmesi lazım. Kullanılan faturalarda, maillerde vs. insanların kişisel bilgileri var. Edirne Ticaret ve Sanayi Odası, diğer esnaf odaları ve işverenler bu süreci üyelerine çok iyi anlatmak zorundalar” ifadelerini kullandı.

SÜNMEZ: “HAZIR DEĞİLİZ”

İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Görevlisi Serkan Sünmez, kanun ve uygulama aşamasında tam anlamıyla hazır olunmadığını belirterek; “6698 sayılı kişisel veriler kanunu hakkında bilgilendirmeler verdik. Kanun aslında 2016 yılında yürürlüğe girdi. 3 yıl gibi bir sürede adaptasyon süreci olarak belirtilmişti. Uyum süreci sonrasında kanun bir kurul tarafından yönetilir hale geldi. Kurulun yaklaşık 100’ün üzerinde bilişim uzmanı elemanı söz konusu. Ana temada aslında özel hayatın gizliliği var. Diğer kısmında da kişisel veriler ve özel nitelikli kişisel veriler olarak ikiye ayrılıyor. Dijital dünyada herkesin verileri her yerde dolaşıyor. Ancak insanlar artık kişisel verilerinin her yerde olmasını istemiyor. Reklâm mesajlarından tüketici ayak izlerine kadar pek çok veri üzerinden ulaşılan insanlar artık yorulmuş durumda. Dijitalleşme insan hayatını kolaylaştırıyor aynı zamanda bizim alışkanlıklarımızı da kullanarak bir depolamada bulunuyor. Kanun, AB uyum sürecinden gelen bir kanun aslında TCK 135 ile TCK 140’ın arasında madde olarak anayasa bir haktı ama şimdi bir kanun oldu. Sadece Edirne’de değil, Türkiye geneli olarak da bu yapıya hazır değiliz. Kanunun normları, tabirleri ve talepleri henüz toplumumuz tarafından kabul edilmiş değil. Toplumsal olarak bu konuyu kanun olarak değil de bir toplum kültürü olarak kabul etmemiz gerek. Toplum olarak daha bu konuya hazır değiliz” ifadelerini kullandı. Bekir TÜCCAR

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu